İngiltere, uzun bir müddet Orta Doğu’yu avucunun içinde tutmuş, Birinci Dünya Savaşında Arapları Osmanlı Devleti’ne karşı kışkırtmayı başarmış, Osmanlı Devleti’nin
ÖZET (*) İletişim teknolojisindeki büyük gelişmelere rağmen milyarlarca insanın izlediği, haber aldığı, dizi ve programlarla boş zamanlarını geçirdiği ve bilgilendiği
Doç.Dr.Ersoy Soydan[1] – Hacı Tonak[2] (*) Bu makale daha önce “Milli Mücadele Döneminde Bursa Basını, Mudanya Mütarekesi’nden Günümüze Bursa Uluslararası
(*) Bu yazı https://dergipark.org.tr/tr/pub/paradoks/issue/28689/282134 adresinde Paradoks Dergisinde yayınlanmıştır.[1] Türkiye’nin dördüncü büyük kenti olan Bursa geçtiğimiz yüzyılın en çok göç alan kentlerinden
Şeftali (Prunus persica), gülgiller (Rosaceae) familyasından bir yaz meyvesi. Dünyaya yayılması ve gen merkezi Çin olan şeftali, uzun yaşam ve
Çin kültürü ve mitolojisinde geç dönem yansımaları olsa bile nar girdiği tarihten itibaren kendi kültünü oluşturmuştur. Çin de nar bolluğun
(“Dört Kutsal Meyve; Nar, İncir, Üzüm, Zeytin” adlı çalışmamdan Nar özeti) “Başı taa havalarda, ışıyan ve övünen mor salkımlarla, Tehlikelere
Türkü kültürü toplumların hayatında önemli bir unsurdur. Halk dediğimiz usta da türkü kültürümüzün kaynağıdır. İşte o büyük usta ürettiği (yaktığı)
Yakın zamanda Seçköylü ressam İbrahim Balaban’ı kaybettik. Bir gün sahafları dolaşırken bir kitap gözüme çarptı, “Balaban, Şair Baba ve Damdakiler”,
Türkiye’de tıbbın gelişimi sürecinde Almanca konuşan ülkelerden gelen hekimlerin/sağlıkçıların katkılarını üç dönem altında incelemek mümkündür: a) “Medrese” döneminden “tıp okulu”na
Prof. Dr. ANIL ÇEÇEN Turancılık denince, insanın aklına on dokuzuncu yüzyılın sonları ya da yirminci yüzyılın başları gelmekte ve birinci
“Bu umut özgür olmanın kapısı; Mutlu günlere insanca aralık. Bu sevinç mutlu günlerin ışığı; Vurur üstümüze usulca ürkek”… (Oktay Rıfat)
Tahtacılarının çoğu Güneydoğu Torosları kendilerine yurt edinmiş, genellikle geçimlerini ağaç kesim işlerinden temin eden Türkmenlerdir. Yaptıkları işten ötürü de kendilerine
İncirgediği… Doğup büyüdüğüm köyüm… bağrına basan, yokluklarıyla hamur gibi yoğuran, hasretiyle kasıp kavuran gönlümün başkenti. Bugün seni anlatacağım bilmeyenlere. Geceni,
Belediye bünyesinde küçük bir grup var, Bursa Araştırmaları Merkezi. Daha önce Setbaşı’ndaki kütüphanesinin altındaydılar. Sonra Merinos’ta faaliyetlerine devam ettiler. İşleri Bursa’nın
Anadolu’muzun kültürel yapısını, kendine özgü biçimde sözlü ya da sözsüz ezgilerle ifade etme biçimlerinden biri de türkülerdir. Yerel yaşam içersinde
Günümüzde gerek kapitalist sistemin getirdiği, maddi ürünleri elde etme yoluyla sağlanacağı bilinçaltına gönderilen mesajlar yoluyla vaat edilen konfor ve mutluluk,
1900’lü yılların başları… [1] Bursa’nın ana caddelerinden birine bakan ve vitrininde hemen her şeyin sergilendiği bir tuhafiyecinin önündeyiz. Zayıf ve
Çocukluğumuzun ve gençliğimizin Bursa’daki sihirli dünyasıydı bayram yerleri ve panayırlardı. Bunlar, sinemadan sonra eğlenebildiğimiz tek dünyaydı. Bizi eğlendirmek için o
2000 yıllık bir geçmişe sahip olan Bursa’nın eski mahalle ve semtlerinde halkın oturup, sohbet edip çay, kahve içebildiği ismi sivrilen
Ben giderim adım kalır Dostlar beni hatırlasın Düğün olur bayram gelir Dostlar beni hatırlasın Halk şiir geleneği içinde Veysel, uzaktan
Bağcılık Anadolu’da çok eski çağlardan beri yapılmaktadır. Sümerlerin, Hititlerin ve Mısırlıların birayı ve şarap yaptıklarını ve kullandıklarını biliyoruz. Yerleşik hayat
Serpil TONAK Ulubatlıyım. Köyde doğup büyüdüm. Kardeşlerim de orada doğdu, ama benim kadar yaşamadılar orasını. İlkokulu, Uluabat İlkokulu’nda; ortaokulu sabah
Yemen: Arap Yarımadasının Güneybatı köşesinde olup, mutluluk anlamına gelen bir sıfatla nitelendirilir. Fakat bu sözcük Türkler için geçerli değildir. Türklerde
Tüm Hakları Saklıdır ©belgeseltarih.com 2018-2019