Quantcast
Katip Çelebi’nin izinden giden Bursalı müellif Mehmet Tahir Efendi – Belgesel Tarih

Ekrem Hayri PEKER
Ekrem Hayri  PEKER
Katip Çelebi’nin izinden giden Bursalı müellif Mehmet Tahir Efendi
  • 18 Kasım 2018 Pazar
  • +
  • -
  • Ekrem Hayri PEKER /

Loading

Katip Çelebi, Evliya Çelebi’den sonra, Çelebi deyince akla gelen ilk isim Katip Çelebi’dir. Kâtip Çelebi ya da Hacı Halife (İstanbul, 1609-İstanbul, 1657) tarihleri arasında yaşamıştır. Asıl adı Mustafa’dır. Babası Enderun’da görevliydi.

Tarih, coğrafya, bibliyografya ve biyografya ile ilgili çalışmalar yapmış Osmanlı bilim insanı ve aydınıdır. En ünlü ve en bilinen eseri; İslam dünyasının en değerli eserlerini içeren 15.000 kitabı ve 10.000 müellifi alfabetik dizin sistemine göre tanıtan ve yirmi yılda tamamladığı Keşf ez-zunûn ‘an esâmî el-kutub ve-l-fünûn ve İbrahim Müteferrika tarafından basılan meşhur coğrafya ansiklopedisi Cihannüma adlı eseridir.

Keşf ez-zunûn,1835 ve 1858 yıllarında Arapça ve Latince olarak yayınlanan bu eserin Türkçesi Prof. Celal Şengör’ün katkılarıyla 2008 yılında yayınlanmıştır.
Katip Çelebi, Arapça, Farsça yanında Lâtince’yi de bilirdi. Osmanlı Devleti’nde Batı bilimleriyle fazla ilgilenen ve Doğu bilimleriyle karşılaştırıp sentezini yapan ilk Türk bilim adamlarından biridir. Osmanlı idaresinde gördüğü yozlaşmayı eserlerinde dile getirmiştir.
Bu eseri yazmak için Anadolu’da bulunduğunda hangi sancak merkezi, kaza, nahiye ve köye geldiyse hemen kütüphanelere ve camilere koşan Katip Çelebi, gördüğü tüm kitapları kaydetmiştir. Bu sayede sayısız eserin ismi ve müellifinin adı günümüze kadar gelmiştir. Katip Çelebi bu çalışmalarından ötürü Unesco listesine girmiş ve Unesco tarafından doğumunun 400. yılı münasebetiyle 2009 yılı Kâtip Çelebi yılı ilan edilmiştir.

Bursalı Mehmet Tahir Bey, (d.22 Kasım 1861, Bursa – ö. 28 Ekim 1925, İstanbul), Türk yazar, araştırmacı, asker.
Özellikle biyografi ve bibliyografya içerikli “Osmanlı Müellifleri” ansiklopedik kaynak kitabi ile tanınmıştır. Eser, günümüzde de alanında temel bir referans olarak kabul edilmeyi sürdürür. Çalışmalarıyla Katip Çelebi’nin izinden gitmiştir.
1861 yılında Bursa’da, Yerkapı mahallesinde dünyaya geldi. Babası askeriyeden sağlık sebebiyle emekliye ayrılmış belediye kâtibi Rıfat Bey, annesi mülkiye memurlarından Bursalı Necip Efendi’nin kızı Rahime Hanım’dır.. Dedesi, Sultan Abdülmecid’in Hassa Alayı kumandanlarından Üsküdarlı Seyyid Mehmed Tâhir Paşa’ya Kudüs’te bulunduğu sırada inme gelip emekliye sevk edilmesinden sonra aile Bursa’ya yerleşmiş; Tahir Paşa’nın felç nedeniyle konuşması güçleştiğinden aile “dilsiz-paşazadeler” olarak anılmaya başlamıştır.

İlk tahsilini Bursa’da gördükten sonra Mülkiye Rüştiyesi’ne girdi, bir yandan da Haraççıoğlu Medresesi’nde dini, Arabî dersler aldı. Edebî ve tarihî kültür kazanmasında şiir yazan, tarih ve tasavvufla ilgilenen babasının etkisi oldu.] 1876’da rüştiyeden birincilikle mezun oldu ve öğrenimine Bursa Askeri İdadisi’nde devam etti. Bu yıllarda tasavvufa merak saldı, Muhyiddin İbn Arabî’ye gönül bağladı. 93 Harbi’ne gönüllü katılan babası Rıfat Bey, kendisi idadinin ikinci sınıfında iken şehit oldu. Mehmet Tahir Bey, idadiyi 1880’de birincilikle bitirdi ve Harbiye’ye girdi. Harbiye yıllarında Harîrîzâde’nin temsil ettiği Melamiliğe girdi. Harbiye’deki öğrenimini 1883 yılında tamamladı.

Piyade teğmeni olarak Üçüncü Ordu emrine verilen Mehmet Tahir Bey, Manastır Askeri İdadisi’nde coğrafya öğretmeni olarak atandı ve burada on dört yıl görev yaptı. Mülkiye Rüşdiyesi ile Mülkiye İdâdîsi’nde de tarih ve hitabet dersleri verdi. Manastır yıllarına tasavvufa ilgisi de devam etti ve Melamiliğin önde gelen simaları arasına girdi.
Geçmiş mutasavvıfları araştırmaya yönelen Mehmet Tahir Bey, mutasavvıflardan başlayıp şair ve âlimlere de yönelen biyografi ve bibliyografya çalışmaları içine girdi. Manastır ve çevresinde yetişmiş şahsiyetler hakkında bilgi toplayıp mezar taşlarını araştırmaya, bazı gazete ve dergilerde yazılarını yayımlatmaya başladı.

Mehmet Tahir Bey, o yıllarda yeni uyanan Türkçü düşünceyi benimsedi. 1897’de ilk eseri olan “Türklerin Ulûm ve Fünûna Hizmetleri” adlı çalışmasını yayımladı. Önce gazetede tefrika edilen, büyük ilgi gördüğü için sonra kitap olarak basılan eserde, en ünlü İslam âlim ve düşünürlerinin büyük kısmının Türk olduğunu öne sürdü. Arapça ve Farsça yazdıkları için Arap ve Acem kabul edilen Farabi, Zemahşerî, İbn-i Sina, Buharii gibi İslam ünlülerinin Türk olduklarını öne süren eser hayretle karşılandı.

Bir süre Üsküp Askeri Rüştiyesi’nde görev yaptıktan sonra 1898’de Manastır Askeri Rüşdiyesi’ne müdür tayin edilerek yeniden Manastır’a döndü. Aynı yıl ikinci eseri Terceme-i Hâl ve Fezâil-i Şeyh-i Ekber Muhyiddîn-i Arabî adlı risaleyi yazdı Manastır’da altı yıl müdür olarak görev yaptı. Manastır valisi ve kumandanı Salih Paşa’nın kızı Şehnaz Hanım’la bu dönemde evlendi.

Eylül 1904’te Selanik Askeri Rüştiyesi müdürlüğüne getirildi. 1906’da Osmanlı Hürriyet Cemiyeti adlı gizli muhalif kuruluşa kurucu üye olarak katıldı. Düzenlenen iki jurnal sonucu rüştiye müdürlüğü görevine son verilen Mehmet Tahir Bey, Manisa’da Alaşehir redif alayı tabur kumandanlığına tayin edilmiştir. Birkaç ay sonra İzmir’de Divan-ı Harp üyesi ve tahkik memuriyeti ile görevlendirildi. Bu görev sayesinde bölgede gezip çeşitli kütüphaneleri görme imkânını buldu.

Osmanlı Hürriyet Cemiyeti’nin Avrupa’daki Jön Türkler ile birleşip İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne dönüşmesinden sonra bu cemiyet için çalıştı. Türkiye’nin üçüncü cumhurbaşkanı olacak olan Celal Bayar, onun bu teşkilata kazandırdığı üyelerdendi. Mehmet Tahir Bey, bu faaliyetlerinin yanı sıra İzmir yöresinde yetişmiş müellifler üzerinde araştırmalar yapmıştır.

1908-1912 Osmanlı Meclis-i Mebusanı’nda 1908-1911 yılları arasında Bursa mebusu sıfatıyla yer aldı. İstanbul’a gelmesi ile araştırmaları için uygun çalışma şartlarına ve kütüphane olanaklarına kavuştu. 25 Aralık 1908’de Türk Derneği’nin bir kurucu üyesi oldu, 1910’da kurulan Târîh-i Osmânî Encümeni’nin “muavin âzâ” heyetine katıldı. 1911 yılı sonunda fesih kararı ile kapanan birinci faaliyet devresinden sonra milletvekilliğinden ayrıldı; miralay rütbesi ile orduya döndü. 1914’te bu rütbe ile askerlikten emekli oldu.
1913 yılında henüz Divan-ı Harp üyesi olarak askerlik görevi devam etmekte iken Evkaf Nezâreti’nce İstanbul’daki vakıf kütüphanelerini teftiş etmekle görevli bir heyetin başkanlığına getirilen Bursalı Tahir; bu görev sayesinde on binlerce yazma eseri elden geçirme imkânını buldu. Bu hizmete bir buçuk yıl kadar devam ettikten Topkapı Sarayı Kütüphanesi müdürlüğüne getirildi.

1914’te Türk Bilgi Derneği’nin Türkiyat koluna üye seçilen; 1915’te de Tetebbuât-ı İslâmiyye ve Milliyye Encümeni’nin on dört fahri üyesi arasında giren Mehmet Tahir, bir yandan daha önce olduğu gibi risale çapında kitapçıklar çıkarmaya devam etmekte ve bir yandan da araştırmalarını çeşitli dergilerde art arda yayımlamaktaydı. Yirmi yıllık çalışmalarının sonunda I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı Müellifleri adlı eserinin ilk cildini yayımladı (1915). Sağlığı bozulduğu için dergilerde yazılar yayımlayamayan Bursalı Tahir, Osmanlı Müellifleri’nin ikinci cildinin ikinci kısmının 1922’de yayımladı. III. cildin baskısı sırasında geçim sıkıntısına düştüğünden baskı masraflarını karşılamakta zorlanmış; Türk ordusunun Büyük Zafer’i kazandığı günlerde Mustafa Kemal Paşa ikinci cildin ikinci kısmında 500 nüsha alarak destek vermiştir.

28 Ekim 1925’te Zeynep Kamil Hastanesi’nde hayatını kaybetti. Üsküdar’da Aziz Mahmut Hüdai Dergahi haziresinde toprağa verildi. Mezartaşı 1935 yılında Mustafa Kemal tarafından yaptırılmıştır.] Adı Bursa’da Altıparmak semtinde bir caddede yaşatılmaktadır.
Milliyetçi yönü 1897’de yayınladığı ilk eseri olan “Türklerin Ulum ve Fünuna Hizmetleri” adlı kitabından, tasavvufa olan ilgisi 1899’da Muhyiddin İbn Arabi’nin biyografisini yazmasından anlaşılabilir. Sonraki yıllarda da özellikle Anadolu kökenli İslam âlimleri ile ilgili eserler vermiştir.

En önemli eseri 1915-1924 yılları arasında 3 ciltte tamamladığı Osmanlı Müellifleri’dir. 30 yıllık bir araştırmanın ürünü olan eser 1691 önemli Osmanlı şeyh, fakih, şair, tarihçi, hekim, matematikçi ve coğrafyacısının biyografilerini faaliyet alanlarına göre düzenlenmiş şekilde içermektedir. Bu yazarların 9000’i aşkın eserinden bahsini vermiş, belirli konularda liste ve tabloları da eserine eklemiştir. Günümüz Osmanlı araştırmacıları açısından, döneminin şartlarından kaynaklanan eksiklerine ve özellikle son cildinin büyük maddi sıkıntılar içinde tamamlanabilmiş olmasına rağmen, temel bir kaynak kitap niteliği sürmektedir.

BASILMIŞ ESERLERİ
1-Türklerin ulum ve fünuna hizmetleri.
2-Terceme-i Hal ve Fezail-i Şeyh-i Ekber.
3-Kibar ve Meşayih-i ulemadan Oniki zatın Teracüm-i Ahvali
4-Meşayih-i Osmanîyeden Sekiz Zatın Teracüm-i Ahvali
5-Ulema-i Osmaniye’den Altı Zatın Teracüm-i Ahvali
6-Âlî ve Kâtip Çelebi’nin Terceme-i Halleri
7-Aydın Vilâyetine Mensup Meşayih, Ulema, Şuarâ ve Müverrihinin Teracüm-i Ahvali
8-Delilût’tefâsîr
9-Müntehabat-i Masarî’ ve Ebyat-ı Osmaniye
10-Hacı Bayram Veli
11-Ahlâk Kitablarımız
12-Nazar-ı İslâm’da Fakr
13-Kâtip Çelebi
14-Siyasete Müteallik Asar-ı İslâmiye
15-Menakıb-ı Harbiyesinden Bir Nebze
16-Osmanlı Müellifleri

BASILMAMIŞ ESERLERİ
1-Menakıb-ı Seyyid Hoca Muhammed Nûrü’l-Arabî ve Beyan-ı Melâmet ve Ahval-i Melâmiyye
2-Mecmua-i Tahir
3 – Fezail-i İmam-ı Ali «R.A. » Hakkında Şerefvarid Ehadîs-i Şerife ve Tercemeleri
4-Haseneyn «Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin» (R.A.) Haklarında Şerefvarid Ehadîs-i Şerife ve Tercemeleri
5-İmam Suyûtî’nin «El-Ehadîsi-ş-Şerife Fi’s-Saltanatil-Münife Risalesinin Tercemesi
6-Manastıra Mensup Meşayih, Ulema ve Şuaranm Teracüm-i Ahvali
7 -Müntehabat-ı Durûb-i Emsâl-i Arabiyj’e ve Farisiyye

Ekrem Hayri PEKER

Kimya mühendisi, araştırmacı, yazar. Bursa Mustafakemalpaşa’da (1954) doğdu. Anadolu Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümü mezunu. TUBİTAK veri tabanına kayıtlı “Teknoloji tabanlı Başlangıç Firmalarına Özel İş Geliştirme” mentörü, C Grubu iş Güvenliği uzmanı olarak Nano kimyasalların tekstil materyallerine uygulamalar konusunda üniversitelerde konferanslar verdi. Yayınlanmış kitaplarından bazıları: "Kuşçubaşı Hacı Sami Bey", "Özbek Mektupları", "Yeşim Taşı - Ön Türkler ve Türk Tarihinden Kesitler", "Kafkasya'dan Anadolu'ya - Zekeriya Efendi". Belgeseltarih.com kurucu ortağı ve yazarıdır. E-Posta: [email protected]

FACEBOOK - YORUM YAZ

Sosyal Medyada Paylaşın:
Etiketler:
Ekrem Hayri Peker
  • YENİ
Bir Mektup.. Bir Tehdit… Bir İsyan…

Bir Mektup.. Bir Tehdit… Bir İsyan…

Haber Merkezi, 13 Mart 2024
Kalfatlı – Kalafatlı ve Kültürel Kimliği

Kalfatlı – Kalafatlı ve Kültürel Kimliği

Dr. Yaşar KALAFAT, 11 Mart 2024
İnegöl’de Bir Yıldız Söndü

İnegöl’de Bir Yıldız Söndü

Haber Merkezi, 11 Mart 2024
Osman, Atman, Tuman ve Vakanüvislik

Osman, Atman, Tuman ve Vakanüvislik

Ekrem Hayri PEKER, 18 Şubat 2024
Muğla Kalafatları ve Halk İnançları

Muğla Kalafatları ve Halk İnançları

Dr. Yaşar KALAFAT, 11 Şubat 2024
100 Yıllık Bir Lezzet: Hacıbaba Köfte

100 Yıllık Bir Lezzet: Hacıbaba Köfte

Ekrem Hayri PEKER, 11 Şubat 2024