Kut’ül Amâre Zaferi Unutturuldu mu? Kim Unutturdu? |
Çanakkale Savaşı’nın sonucunun bir zafer olarak kabul edilemeyeceğini öne sürenlerin görüşlerini eleştirdiğim kitabımın 1. baskısında “Oysa 1. Dünya Savaşı’nı kaybetmiş olsak bile, bu savaş içindeki cephelerden birinde, Çanakkale’de zafer kazanmış olmamızın kime ne zararı var? Yoksa cephedeki isimlerden biri mi rahatsız ediyor bunları” (1) diye sormuştum.
Yanıtı çok gecikmedi. 2016’ya gelindiğinde… Kut’ül Amâre zaferinin 100. yıldönümü kutlaması Hükümet tarafından genelgelerle ön plana çıkarıldı. Bu kutlamaya -elbette- itirazım yok. Ama 2016’daki Çanakkale Zaferi kutlamalarında, kasti yaklaşımlarla Albay Mustafa Kemal’den hiç söz edilmezken, Kut’ül Amâre zaferinin adeta davul-zurna çala çala ön plana çıkarılmasının, “Osmanlı’nın son döneminde, Mustafa Kemal’in adının geçmediği tek zafer. O nedenle bu konu ön plana çıkarıldı” yorumlarına yol açtığını kayıtlara geçmiş olalım.
Çok değil… Şu referandumu bir atlatalım… Nisan sonuna doğru o tarih yine gelecek ve bu konu yeniden tartışılmaya başlanacak…
“Kut’ül Amâre zaferi unutturuldu mu? Unutturulduysa… Kim yaptı bu işi” sorusunun cevabına da bir göz atalım dilerseniz!
Kut’ül Amâre Zaferi’nin Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü dönemleri de dahil olmak üzere kutlandığını belirtip, Türkiye’nin Adnan Menderes hükümeti döneminde NATO’ya girişi sırasında (1952) İngiltere’nin “Sizi NATO’ya alırız ancak Kut’ül Amâre Zaferi’ni bayram olarak kutlamayacaksınız ve tarih kitaplarına koymayacaksınız’ şartını koştuğunu” söyleyen akademisyenler var.
“…Ülke TV’de Turgay Güler’in sunumuyla ekranlara gelen ‘Sıradışı Tarih’ programına konuk olan Prof. Dr. Mehmet Çelik, tarih kitaplarında yer almayan Kut’ul Ammare Zaferi’yle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Çelik, zaferin İngilizlerin isteği üzerine kutlanmadığını söyledi.
…Çelik, “Türkiye’nin NATO’ya girme sürecinde İngiltere, ‘NATO’ya sizi alırız ancak Kut’ul Ammare Zaferi’ni bayram olarak kutlamayacaksınız ve tarih kitaplarına koymayacaksınız’ şartını koştu…” dedi.
Kut’ul Ammare Zaferi’nin İngiliz tarihinde görülmemiş bir yenilgi olduğuna vurgu yapan Çelik, “Tarihte İngilizleri çok kez mağlup ettik ama bu yenilgi başka yenilgi. Başkomutan teslim oldu, 13 General teslim oldu. 13-18 bin asker teslim oldu. Kut’ul Ammare İngiltere için kara lekedir” diyerek söz konusu zaferin Atatürk ve İnönü dönemlerinde kutlandığının altını çizdi.(2)
Aşağıdaki “mütedeyyin” kaynakta da, binlerce İngiliz askerinin esir alındığı Kut’ul Amare zaferinin 1952’ye kadar bayram olarak kutlandığı, Türkiye’nin (ismi zikredilmiyor ama Adnan Menderes’in başbakanlığı dönemidir) NATO’ya girişi sonucu zaferin kutlanmasının yasaklandığı bilgisi yer alıyor:
“…Bugün, Osmanlı devletinin bundan tam 98 yıl önce İngiliz kuvvetleri ve müttefiklerine karşı kazandığı Kut-ül Amare zaferinin yıl dönümü. 1952 yılına kadar Kut Bayramı olarak kutlanan Kut-ül Amare Muharebesi, 1. Dünya Savaşı’nın en önemli muharebelerinden biri olarak biliniyor. Osmanlı Ordusu, Kut-ül Amare muharebesi ile Çanakkale’den sonra İngiliz birliklerine karşı ikinci büyük darbeyi vurmuştu.
İNGİLİZ BİRLİKLERİ TAMAMEN ESİR ALINDI
Dicle Nehri kıyısında Şattülarap kanalı ile birleşen Basra Körfezi’nin kuzeyi ile Bağdat’ın güneyinde bulunan bir kasaba olan Kut’ul Amare’de muharebe de adını kasabadan almıştı.
Muharebe, şehrin yakınlarında konuşlanmış İngiliz birlikleri ile müttefiklerinin kuşatılmasıyla başlamış ve kasabanın Osmanlı Ordusu tarafından ele geçirilmesi ve 13 bin İngiliz askerinin tamamının esir alınmasıyla da bitmişti.NATO’YA GİRİNCE ZAFER UNUTTURULDU
Kut-ül Amare zaferi, Türkiye’de 1952 yılına kadar Kut Bayramı olarak kutlandı. Kut’ul Amare zaferinin bayram olarak kutlanmasından rahatsız olan İngilizler, Türkiye’nin NATO’ya üye olmasının ardından bayramın kaldırılması için baskı yaptı. Baskılar üzerine Türkiye, bayram kutlamasına son verirken şanlı bir zafer yad edilemez hale geldi. Öte yandan İngilizlerin baskısı o kadar yoğundu ki Kut-ül Amare zaferi ve Kut Bayramı’na yönelik tarihi bilgiler, okullardaki tarih kitaplarından bile silindi. Unutturulmak istendi.MUHAREBEDE NELER OLDU?
Yeni kurulan Osmanlı 6. Ordusu’nun komutanlığına atanarak 5 Aralık’ta Bağdat’a varan Mareşal Colmar Freiherr von der Goltz Paşa’nın emriyle Irak ve Havalisi Komutanı Miralay (Albay) ‘Sakallı’ Nurettin Bey’in birlikleri 27 Aralık’ta Kut’u kuşattı. İngilizler Kut’u kurtarmak için General Aylmer komutasındaki kolorduyla hücuma geçti ancak, 6 Ocak 1916 tarihli Şeyh Saad Muharebesi’nde 4.000 askerini kaybederek geri çekildi. Bu muharebede 9. Kolordu Komutanı Miralay ‘Sakallı’ Nurettin Bey görevinden alındı ve yerine Enver Paşa’nın kendisinden bir yaş küçük amcası olan Mirliva Halil Paşa (Kut) getirildi.
İngiliz Ordusu, 13 Ocak 1916 tarihli Vadi Muharebesi’nde 1.600, 21 Ocak Hannah Muharebesi’nde 2.700 askeri kaybederek geri püskürtüldü. İngilizler Mart başında tekrar taarruza geçti. 8 Mart 1916’da Sabis mevkiinde Miralay Ali İhsan Bey komutasındaki 13. Kolordu’ya hücum ettilerse de 3.500 asker kaybederek geri çekildiler. Bu yenilgiden dolayı General Aylmer azledilerek yerine General Gorringe getirildi.
29 Nisan 1916 Townshend birlikleri diğer 13 general, 481 subay ve 13.300 er ile birlikte Osmanlı Kuvvetleri’ne teslim oldu. Kuşatmada, İngiliz kuvvetleri ve müttefikleri 23.000 ölü ve yaralı, Osmanlı kuvvetleri 10.000 şehit ve gazi vermiş, 13.100 (bazı kaynaklara göre 18.000) İngiliz askeri esir alınmıştır.”(3)
Bu vesileyle, Kut Zaferine ve Kut Bayramına da değinme, şehitlerimizi saygı ve minnetle anma fırsatı da bulmuş olduk.
…
1) Tayfun Çavuşoğlu, “Çanakkale 1915 – Yalanlar, İftiralar, Polemikler”, Kastaş Yayınevi, 1. Baskı İstanbul 2014, s.64
2) http://www.ulketv.com.tr/ozel-haber/kutul-ammare-zaferi-neden-unutturuldu
3) http://www.timeturk.com/unutturulan-zafer-kut-ul-amare/haber-138534 –
Yukarıdaki yazıların fililinin hep “unutturma” üzerine kurulmuş olduğu dikkatinizi çekmiştir. “Unutturulan zafer, Kut-ül Amare” ifadesinde bile aynı numara var. Çünkü unutan-unutturanların adından hiç söz edilmiyor. 1952 yılındaki NATO’ya girme girişiminden söz ediliyor. Ancak ve ancak, “o tarihte kim başbakan idi” diye kayıtlara bakınca gerçek ortaya çıkıyor. Kut-ül Amare’yi unutturanların şimdiki sağ politikacıların izinden yürümekle övündükleri Başbakan Adnan Menderes ve Demokrat Parti hükümeti olduğunun altını çizmek, okur açısından yararlı olabilir.
***