Quantcast
Yenişehir Saat Kulesi – Belgesel Tarih

Mesut BİÇER
Mesut  BİÇER
Yenişehir Saat Kulesi
  • 12 Aralık 2021 Pazar
  • +
  • -
  • Mesut BİÇER /

Loading

Anadolu ve Rumeli’nin pek çok şehrinde saat kulelerine rastlamak mümkündür. Saatin icadı her ne kadar doğuda gerçekleştirilmiş ise de kule saatlerinin yapım öncülüğü batıya ait bir gelenektir. Batıda kilise ve saraylarda uygulanan saat uygulaması Osmanlı topraklarında Ferhat Paşa Cami Saat Kulesi ve Üsküp Saat Kulesi ile XVI. yüzyılın sonlarında başladığı kabul edilmektedir.[1] Bu gelenek Özellikle II.Abdülhamit’in tahta çıkışının yirmi beşinci yılına denk gelen 1901 yılında doruk noktasına çıkmıştır. II.Abdülhamit tarafından o yıl Osmanlı topraklarında yer alan tüm valilere saat kulesi yapımı ile ilgili olarak gönderilen irade ile saat kuleleri Osmanlı coğrafyasının birçok noktasına yayılmıştır. Bu yayılmanın en önemli nedenlerinden birisi de 19.yüzyılda giderek azalan devletin gücü ve otoritesidir. Bu tür yüksek binalar tarih boyunca gücün ve otoritenin simgesi olmuşlardır.[2] Bursa’da Tophane bölgesinde bulunan saat kulesi de bu akımdan etkilenerek 1904 yılında yapımına başlanan II. Abdülhamit’in tahta çıkışının 30. yılında (1906) tamamlanan bir yapıdır.

Şehirlerin ve kasabaların en yüksek yerinde ya da şehrin en merkezi konumunda her yerden görülebilen bu kuleler adeta bulundukları yerleşimlerinde birer sembolleri olmuş durumdadır. Daha çok birer abide olarak inşa edilen bu yapılar Müslümanların namaz vakitlerini bilmeleri açısından da kullanılmıştır. Birer abide, sembol ve merkezi konumları ile buluşma noktası olarak kabul görmüşlerdir.

Belediye Başkanı Mehmet Gökgöz

İstiklâl Savaşı’nın ardından tekrardan moda olan saat kule yapımına 1932 yılında başlanan inşaatıyla Yenişehir’de dahil olmuştur. O dönemde Cumhuriyetin kuruluşunu simgelemesi açısından ülke genelinde meydanlara hep saat kulelerinin inşa edilmesi bir anlamda moda olmuştu. Yunan işgali yıllarında çok sıkıntılar çeken, birçok alanı yakılıp yıkılan Yenişehir Cumhuriyet döneminde yaralarını sarmaya başlayıp imar yönünden de şehre düzen getirilmeye başlanınca şehrin Hükümet konağının karşısında bulunan alana bir abide niteliği taşıyacak kule inşaatının yapılmasına karar verildi.

Yapım işlerini Halil Balcı adında bir ustanın üstlendiği saat kulesi inşaatı sırasında yapıma dönemin Belediye Fen İşleri görevlisi Rıfat Usta ve Ahmet Usta da eşlik etmiş. Kalıp ve ağaç işlerini ise İnegöl mobilyasının duayeni olarak kabul edilen İbrahim Özyeşil üstlenmiş. O yıllarda şehrin elektrik santralinde görev alan bir Alman teknisyen ise ekibe destek vererek görev almış.

1933 yılı içerisinde başlanan kule inşaatı Belediye Başkanı Mehmet Gökgöz döneminde 1936 yılının Temmuz 11. günü tamamlanmış.[3]

Kulenin yapılışı ile ilgili olarak Süleyman Paşa Halk Kütüphanesinde 9539 zimmet numarası ile yer alan ve 1922 yılında sonra Belediye Başkanlığı yapmış Ahmet Özeç’in imzasını taşıyan bir evrakta kulenin Gökgöz Mehmet’in Belediye Reisliği döneminde 1936 senesinde yapıldığı belirtilerek ebcet hesabıyla tarih düşülmüş aynı zaman da da saat mekanizmasının ustası hakkında şu dizeler yazılmıştır.

Adını rahmetle andırmak kökiyle herman
Başladığı bu saati yapmaklığa bir ey can
Üç buçuk yılda baş etti yapmağı saati
Adına derler Bay Nuri Körüstan
Söyledi Ahmet Özeç bu saate tarih
Bu saat de onur versin Yenişehir’e her zaman (1936)

Yenişehir Saat Kulesi ve Cumhuriyet meydanı (Fotoğraf Kaynağı: Gürhan Adana)

Kulenin yapım döneminde yaşayanların anlatımından öğrendiğimiz; kulenin yapımına yer tespitinin tamamlanmasının  ardından temel için derin kuyular açılmasıyla başlanmış. Çürümeye karşı dayanıklı ağaçlardan seçilen kalaslar özlerindeki nem oranlarının düşürülüp dayanıklılığın yükseltilmesi amacıyla ateşe maruz bırakıldıktan sonra haşerelere karşı ziftlenerek aralıksız olarak temele çakılmış. Kuyulardan su çıkartmak amacıyla kullanılan bir çeşit kaldıraç görevi de gören düzenekler kurularak ağırlık arttırıcı demirler yardımıyla insan gücüne dayanan yüksekten salınarak tokmak görevi gören sistem ile kalasların zemine çakılması sağlanmış. Zemine düzgünce yerleştirilen bu kazıklı temellerin üzerine de kule duvarları örülmeye başlanmış.

Kulenin inşaatına başlandığı dönemde henüz ilkokul dördüncü sınıf öğrencisi olan Mehmet Akyüz bu konuda anılarını anlattığı bir yazısında[4] şu ifadeleri kullanmaktadır;

“Kulenin temel inşaatı ilkokul dördüncü sınıf öğrencisi bulunduğum 1933-1934 ders yılı içinde başlamıştır. Bu temel atmada çocuklar için eğlenceli olan, aşağıda arz edeceğim olgular nedeniyle, biraz da her gün uğrayanlardan olduğum için bunu kesinlikle söyleyebiliyorum.

Temel inşaatında, yerden yaklaşık 4-5 metre aşağıdaki temele çok sağlam ve muntazam 5-6 metre uzunluğunda, 30×30 ebadında bir çok kazık çakılmıştır.

Bu kazıkların sağa sola düşmesini önlemek üzere olacak, dört köşesi kalaslardan yapılmış, 10-15 metre yüksekliğindeki dört köşeli koruma içinden, gaz tenekesinden biraz büyükçe dikdörtgen şeklinde, üst ucundaki kanca, çelik halatla bağlanmış, sanırım en az 50 kg. ağırlığındaki demir bir kütlenin yukarıdan aşağıya bırakılması ile çakıldılar.

Süleyman Paşa Halk Kütüphanesinde mevcut olan Ahmet Özeç tarafından hazırlanmış Saat Kulesine ait yapım yılını ve ustasını belirten belge

Aynı çıkrık şeklinde, o demir kütleye bağlı çelik halatı saran, dolayısıyla ağırlığı yukarı çeken bir makara iki kişinin oldukça emek sarf ederek yukarıya çıkardığı demir kütle, biraz tatarımsı bir ustanın “stop” komutu ile durdurulur “mayna” komutu ile bağlı telin çekilmesi suretiyle kütle kancadan kurtarılır, demir o yükseklikten hızla kazık üzerine düşer ve kazık belki bir belki iki santim daha toprağa çakılmış olurdu. Bu “stop”, “mayna” komutları ve ağırlığın hızla kazığa inişi çocukların çok hoşuna giderdi ki; mektep paydosu evlere giderken soluğu bu temel inşaatında alırdık.”

Saat Kulesi inşaatı bitmeden önce çekilen bir hatıra fotoğrafı. Fotoğrafın arkasında 28 Haziran 1936 tarihi mevcut. Yine fotoğrafın arkasına fotoğrafta bulunanların isimleri not edilmiş. Ömer, Arif, Etem Usta (Boyacı Etem veya Etem Eroğlu). (Fotoğraf Kaynağı: Turgut Yüce arşivi, 8 Ocak 2008, Yenişehir Gazetesi)

Yapımında kesmetaş, tuğla, sıkıştırılmış moloz ve harç kullanılan kule inşaatı; sekizgen plan üzerine dört kenar geniş dört kenar dar olarak 2,5 metrelik kaidenin üzerine çatı katı dahil yedi katlı olarak inşa edilmiştir. Mimari olarak her katında biraz daralarak yükselen kulenin dördüncü katında çepeçevre metal küpeşte ile çevrili bir balkon yer almaktadır. Altıncı katın dört bir yanına yerleştirilen yuvarlak saat kadranlarının ardından çatı katı dört bir yanda bulunan ikişer sütun üzerine oturtulmuştur. Çatı katı yan cepheleri ise beton küpeşte ile çevrelenmiştir. Çan sesinin her yönden rahatça duyulabilmesi amacıyla her yönü açık olan çatı katının kubbesi ise kurşun kaplıdır. Geniş olan cephelerde ahşap doğrama pencereler yer alırken dar cephelerde kuş gözleri ile süslenmiştir. Her kat arasında beton kemer bulunan yapıda çatı katı, balkon katı ve saat kadranlarının olduğu kat ayrımlarında kemer altları basit süslemeli söveler ile şekillendirilmiştir. Pencere söveleri ve kemer uyumları binaya ayrı bir estetik katmaktadır.

Kuleye güney cephede kaide de bulunan bir kapı ile giriş yapılmaktadır. İç aydınlığına önem verilirken merdivenlerin rahatlığı da dikkat çekicidir. Kulenin taban alanı 22 metrekare yüksekliği ise yaklaşık olarak 21 metreyi bulmaktadır.

1943 Hendek, 1967 Adapazarı, 1970 Gediz, 1999 Yalova depremi gibi birçok deprem gören kule özellikle Gediz depremi sırasında ilçede mevcut bir çok minarenin yıkılmasına rağmen bugünlere sapasağlam haliyle gelmiştir.

Kulenin çatı katında saat başlarında vurarak zamanı belli eden biri biraz daha büyük diğeri ise ilkine oranla biraz küçük olan iki adet çan bulunmaktadır. Bu çanlardan büyük olanı Yenişehir’de bir dönem Rum Mahallesi olarak adlandırılan bugün hal içerisinde bulunan otelin olduğu yerde olup mevcut olan kiliseye ait çandır. Rengi siyah ve tunçtan yapılan bu çanın üzerinde birbirine simetrik ve zıt yönlerde iki insan figürü bulunmaktadır. Yan yüzeyinde ise 1902 tarihi yazılıdır. Bazı yaşlıların duyumlarından kaynaklı anlatımlarına göre de bu çan söz konusu kiliseye de Çanakkale’den getirilmiştir.[5]  Kulenin ikinci çanı ise diğerine göre biraz daha ufak ve biraz daha ince imal edilmiştir. İnegöl’ün Kurşunlu Köyünde bulunan kiliseden sökülerek getirilen bu çan kuleye monte edilmiştir. Üzeri tamamen kabartmalı ilginç süsleme ve şekillerle bezelidir. Ayrıca aralarında diğer büyük çandakine benzer yarım insan figürleri mevcuttur. Çanın ağız bölgesi çevresi bir şerit içerisinde yazılarla çevrilmiştir.[6]

Bu çanlar kuleye birbirine zıt olarak geniş ağız kısımları örtüşür şekilde neredeyse birbirine değecek kadar az bir aralık bırakılarak yerleştirilmiştir. Saat mekanizması ile irtibatlı olarak çalışacak şekilde tasarlanan çanlar mekanizma üzerinde bulunan irili ufaklı çarkların yardımı ile çalışmaktadır. Buçuklarda ve saat başlarında saatin sayısı kadar bir tokmak yardımı ile vurmaktadır. Çok gür bir ses çıkaran çanların sesi şehrin dört bir yanından rahatça duyulabilmektedir. 2005 yılına kadar çalışan bu çanlar günümüzde artık malesef ses vermemektedir.

Saat Kulesinin yapımı esnasında çekilen bir başka fotoğraf  (Fotoğraf Kaynağı: Oktay Çayman arşivi)

Kulede bulunan saatin ustası ise Yenişehir’in bu konuda gurur kaynağı Salihlerin Nuri (Körüstan) Ustadır. Yenişehir’de bir saat kulesi yapılmasına karar verildiği o dönemde saatin mekanik aksamının yapımını Nuri Körüstan üstlenmiştir. Çınarlı Cami civarında Yeni Sinema binasının eski haline göre güney-batı köşesine denk gelen kendisine ait işyerinde çalışmalarını yapan usta saati imal etmek için gerekli olan döküm malzemeyi ise Yenişehir’in Yunan işgalinden sonra Yunanlıların kaçarken şehirde bıraktıkları silah ve teçhizatı eriterek sağlamış. Üç buçuk bir emeğin sonucunda imal ettiği saat mekanizması Avrupa’daki muadilleri ile kıyaslandığında dahi tamamen emsalsiz bir eser olarak kabul edilmektedir. Saatin baştan sona en küçük parçasından en büyük parçasına dek tüm parçaları bizzat Körüstan Ustanın el işçiliği ve emeğidir. Ölümüne dek de saatin tüm bakım ve onarımlarını bizzat takip etmiştir.

Yakın bir dönemde çalışmayan saat sistemleri 2020 yılının ortalarında Antika Saat Restoratörü Fatih Yurtdakal tarafından incelenmiş. Kuleden sökülerek çalışır duruma getirilmiş ve sökülen parçaların yerine farklı saatler takılarak orjinal saatler çalışır vaziyette Belediye Binasının salonunda çelik aksam üzerine oturtulmuş cam fanus içerisinde sergilenmeye başlanmıştır.

Saatçi Nuri Körüstan tarafından tamamen el işçiliği ile yapılan ve bugün Belediye binası salonunda cam fanus içerisinde sergilenen orjinal saatin mekanizması. (Fotoğraf: Mesut Biçer)

O dönemde saati inceleyen Restoratör Yurtdakal saat hakkında şunları ifade etmiştir:

“Saatin zarif işçiliği, tüm tertibatının ve genel şeklinin insan ölçeğine uygun oluşu, her parçanın zarif dizilimi ve kibar dokusu ile beraber saatin ana gövdesine işlenen geleneksel Türk mimarisinden izler taşıyan kemerlerle bizden bir eserdir. Körüstan usta tarafından yapılan bu eşsiz eser yapıldığı tarihlerde pek de rastlanmayan bir özellik taşımaktadır. Bu da kule saatinde tertip edilen saniye mekanizmasıdır. Aynı zamanda GRAHAM, EŞAPMAN sistemine sahip olup, yarım saat çalma tertibatı mevcuttur. Ancak en dikkat çekici özelliği ise saat hem alaturka hem de alafranga saat sistemine göre çalışmaktadır. Mahruti dişlilerinin yanına konulan bir kol sayesinde kulenin iki kadranı alaturka saat sistemine göre ayarlanırken diğer iki kadranı da alafranga sistemine göre ayarlanmaktadır. Nuri Usta iki kadranda ay ve yıldızlı akrep ve yelkovan kullanırken diğer iki kadranda da normal akrep ve yelkovan tasarımı kullanmıştır. Saat ilçemize, ülkemize ve hatta dünyaya tanıtılması ve korunması adına hemen harekete geçilmesi gereken bir mekanizmaya sahiptir.”

Yenişehir’in gurur kaynağı saatçi Nuri Körüstan usta

Bugün Yenişehir Belediyesi’nin de ambleminde kullandığı bir simge olan Yenişehir Saat Kulesi ilçe ile bütünleşmiş, sadece belediyenin ambleminde simge olmaktan çıkmış adeta Yenişehir’in bir simgesi olmuştur. Cumhuriyetin kurulmasının ardından şehrin Yunan işgalinde yakılıp yıkılması ile tekrardan ayağa kalkarken imar faaliyetlerinin hızlandığı bir dönemde adeta bir Zafer Kulesi olarak şehrin göbeğinde her daim ihtişamını korumuş, tüm Yenişehirlilerin gurur kaynağı olmuştur. Cumhuriyetin ilk yıllarında tüm bayram, şenlik ve kutlamalara meydanında ev sahipliği yapmıştır.

 

DİPNOTLAR

[1] Hakkı Acun, TDV İslam Ansiklopedisi, c.35, s.325.

[2] Ömer Kökal, Saat Kuleleri Mimarlık Kuramı Mimarlık Tarihi, Yapı Dergisi, 2014

[3] Bursa Ansiklopedisi (Yayın Kurulu Başkanı: Yılmaz Akkılıç), Bursa Hakimiyet Kültür Hizmetleri, Bursa-1987, c.1, s.459

[4] Mehmet Akyüz, “Saat Kulesi Üzerine” isimli makale, Yenişehir Gazetesi, 4 Eylül 2001, Sayı: 1912

[5] Özdemir Şarman, Bursa Yenişehir 1301-2001, Minevra Ofset – 2001, s.74

[6] Mehmet Akyüz Yenişehir Gazetesi’nin 4 Eylül 2001 tarihli sayısında “Saat Kulesi Üzerine” başlıklı makalesinde büyük olan çanın bugünkü Ziraat Bankası arkasında yer alan kiliseden, küçük olan çanın ise İnegöl’ün Babasultan Köyünde bulunan kiliseden getirilerek kuleye yerleştirildiğini belirtmektedir. Yapılan incelemelerimizde bugünkü Ziraat Bankası arkasında bir kilisenin olduğu bilgisine hiç rastlamadık. Babasultan Köyü ise bir vakıf köyü olup bu köyde de bir kilise kalıntısı bulunmamaktadır.

Mesut BİÇER

(Yenişehir 1972) Gazi Üniversitesi İnşaat programı ön lisans mezunudur. Bir süre mesleğine dair kamuda çalıştıktan sonra çeşitli özel inşaat firmalarında çalıştı. 2018 yılında emekliliğe hak kazananınca lise yıllarından bu yana hobi olarak topladığı çok sayıda yerel tarih arşivini düzenleyerek yerel tarih ile ilgilenmeye başladı. Özellikle Yenişehir hakkında yazdığı yazılar çeşitli yerlerde yayınlandı. Emekliliğinde verdiği zaman olgusu ile çalışmalarına devam etmektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır. E-Posta: [email protected]

FACEBOOK - YORUM YAZ

Sosyal Medyada Paylaşın:
Etiketler:
Mesut BİÇER
  • YENİ
Bir Mektup.. Bir Tehdit… Bir İsyan…

Bir Mektup.. Bir Tehdit… Bir İsyan…

Haber Merkezi, 13 Mart 2024
Kalfatlı – Kalafatlı ve Kültürel Kimliği

Kalfatlı – Kalafatlı ve Kültürel Kimliği

Dr. Yaşar KALAFAT, 11 Mart 2024
İnegöl’de Bir Yıldız Söndü

İnegöl’de Bir Yıldız Söndü

Haber Merkezi, 11 Mart 2024