Quantcast
Ahıska Türklerinin İnegöl’e yerleştirilmesine dair tarihi belgeler – Belgesel Tarih

Ahıska Türklerinin İnegöl’e yerleştirilmesine dair tarihi belgeler

Ahıska Türklerinin İnegöl’e yerleştirilmesine dair tarihi belgeler

Loading

  • Durmuş BAVLI /

OSMANLI İMPARATORLUĞU DÖNEMİNDE AHISKA TÜRKLERİNİN İNEGÖL’E YERLEŞTİRİLMESİ İLE İLGİLİ ARŞİV ÖRNEKLERİ (1878- 1904)

(Documents About the Movement of Ahiska Turks into İnegöl)

Özet:
İnegöl geçmişten günümüze sürekli büyüyen ve gelişen bir şehirdir. Özellikle sanayileşmenin artmasıyla nüfus daha da kalabalıklaşmıştır. Bu sebeple İnegöl farklı kültürlerin bir arada yaşadığı ve yaşamaya devam ettiği bir şehir olagelmiştir. Fakat İnegöl sadece sanayileşmenin artmasıyla değil Osmanlı imparatorluğu zamanında da göç almış merkezlerden biridir. Özellikle tarihimizde 93 harbi olarak nitelendirdiğimiz 1877-1878 Osmanlı – Rus savaşında Balkanlar’dan ve Kafkasya’dan gelen göçler şehirde ki kültür atmosferini daha da canlandırmıştır. Ayrıca Ahıska Türkleri’nin İnegöl’den tekrar iskanları söz konusu olmuş fakat bu karardan daha sonra vazgeçilmiştir. 

Anahtar kelimeler : Göç , Ahıska , İnegöl , Kafkas

Abstract:
İnegöl is continuously growing and developing city from past to present. In particular, the population has increased due to the increasing industrialization. Therefore Inegol a city where a combination of different cultures lived and continues to live. Not only cause of increasing industrialization, but also Inegol one of the centers of migration in the time of the Ottoman Empire. Especially the citys cultural atmosphere was even more enrichment after immigrationb from the Balkans and the Caucasus when (in our history as we call the 93 war) the Ottoman-Russian war  in 1877-1878
Keywords : Migration, Maskhetian,İnegöl, Caucasus

GİRİŞ :

İnegöl geçmişten günümüze sürekli büyüyen ve gelişen bir şehirdir. Özellikle sanayileşmenin artmasıyla nüfus daha da artmıştır.  Bu sebeple İnegöl farklı kültürlerin bir arada yaşadığı ve yaşamaya devam ettiği bir şehir olagelmiştir. Fakat İnegöl sadece sanayileşmenin artmasıyla değil Osmanlı imparatorluğu zamanında da göç almış merkezlerden birisidir. Özellikle tarihimizde 93 harbi olarak nitelendirdiğimiz 1877-1878 Osmanlı – Rus savaşında Balkanlar’dan ve Kafkasya’dan gelen göçler şehirde ki kültür atmosferini daha da canlandırmıştır. İnegöl M.Ö Frigyalılar’dan günümüzde Türkiye Cumhuriyeti devletine  kadar bir çok kavme ev sahipliği yapmış bir coğrafya üzerinde kurulmuştur.

İnegöl’e göç eden halklardan biride Kafkasya bölgesinden gelen Ahıska Türkleridir. Ahıska Türkleriyle birlikte bölgeden Çerkez, Gürcü, Abaza halkları da İnegöl’e hicret etmişlerdir.

19.yy da Rusya’nın Kafkasya da ekili olmaya başlaması ve bu yüzyılın ortalarında bölgeyi ele geçirmesi ile birlikte bölge halkları için çok zor durumlar ve şartlar ortaya çıkmıştır. Rusya’nın baskı politikasıyla halklara zulüm edilmiş ve özellikle Müslüman halklar ve Türk kavimler göçe zorlanmıştır. Onlardan kalan boş yerlere Rus ve Ermeni nüfus yerleştirilerek bölgenin asimilasyonu tamamlanmaya çalışılmıştır.

Biz de bu çalışmamızda güney Kafkasya bölgesinde ki Ahıska Türklerinin İnegöl’e göçlerini ve İnegöl’de ki durumlarını arşiv belgelerine dayanarak açıklayacağız.

           BÖLGEDEN İLK GÖÇLER

Ahıska, Türkiye’nin kuzeydoğusunda yer alır. Bugün bu bölge Gürcistan sınırları içerisinde yer alır. Adıgön, Ahıska , Aspinza , Ahılhelek  gibi  kasabaları ve 200 kadar da köyü kapsar. Osmanlı imparatorluğu 1828 Osmanlı- Rus savaşından sonra imzalanan 1829 Edirne antlaşmasıyla Ahıska bölgesi de dâhil olmak üzere birçok toprağını Rusya ya bırakmıştır. Rusya’nın bu tarihten sonra bölgede daha fazla etkili olmasıyla bir çok halkı mülteci konumuna getirdi ve ‘Halife’nin topraklarına bu bölgeden göçler başlamıştır. 1860’lı yıllarda Şeyh Şamil’de başarısız olunca bölgede ki direniş tamamen çökmüş ve halklar tamamen teslim olmuşlardır.1855-1864 yılları arası altı yüz bin insan göçmen olmuştur.  Rusya ile Osmanlı Devleti arasında 1878 yılında imzalanan Ayestefanos (Yeşilköy) Antlaşmasıyla Osmanlı Devleti Balkanlarda ve Kafkasya’da bulunan topraklarının büyük kısmını Rusya’ya bırakmak zorunda kaldı.

Tarihimizde 93 harbi olarak bilinen 1877-1878 Osmanlı – Rus savaşından sonra da Ahıska bölgesinden İnegöl’e göçler olmuş. Daha doğrusu bu savaşın sonunda Balkanlar’dan ve Kafkaslardan birçok halk Osmanlı Devleti’nin elinde kalan bölgelere göç etmiştir. Osmanlı topraklarına göç edenlerin çok büyük kısmının Müslüman olmasından dolayı Osmanlı hükûmeti göç ve iskânla ilgili yeni düzenlemeler yapma ihtiyacı duydu. Bu nedenle ilk olarak 22 Aralık 1905’te “Muhacirin-i İslâmiye Komisyonu” adı ile bir komisyon teşkil edilerek göç ve iskân konusunda yeni düzenlemeler yapıldı. Bu muhacirler özellikle Bursa bölgesine yerleştirilmişlerdir. Ahıska’dan İnegöl’e ilk göçler 1879 yılında yani savaşın hemen bitiminde olmuştur. Fakat İnegöl’e Kırım Savaşından sonra da göçler olmuştur. Bunlar genelde Çerkez göçmenleridir.1856 yılına ait belgede göçmenlere ücretsiz tohum ve 10 yıl vergiden muaf tutulması kararlaştırılmıştır.[2]

1904 yılına ait bir belgede Batum, Dağıstan ve Ahıska’dan gelen ve İstanbul da Maltepe vapurunda toplanan ve Muhacirin-i İslamiyye Komisyonun ifadesiyle bu göçmenler İnegöl ve Yenişehir kazalarına yerleştirilmişlerdir.[3]

İnegöl’e getirilen göçmenler Kozpınar,Bahçekaya ve Tuzla mevkilerine yerleştirilmişlerdir.Bugün bu köylerden Bahçekaya ve Tuzla köyleri hala İnegöl sınırları içerisinde yer alırken Kozpınar köyü bugün İnegöl’ün komşu ilçelerinden Bozüyük sınırları dahilindedir. Mezit Boğazı denilen bölgenin Bozüyük’e bakan kısmında yer alan bu köy anlattığımız dönemde İnegöl sınırları içerisinde yer almaktadır.

Başka bir belgede belirtildiği üzere Ertuğrul Sancağı İnegöl kazası dâhilinde Bahçekaya bölgesine Ahıska Türkleri yerleştirildiği için ‘Mesuriye’ adı verilmiştir.[4] Mesuriye köyüne daha sonra Batum yani Gürcü muhacirler tekrar iskân olunmuştur. Günümüzde Gürcü köyü olarak bilinir.

Ahıska göçmenlerinin İnegöl’e yerleştirilmesinden sonraya ait arşiv belgeleri de mevcuttur. Bu mevkilere yerleştirilen göçmenlerin ormanlara zarar vermesinden dolayı bu bölgeden de iskânları da söz konusu olmuştur. Göçmenler bugün Ege bölgemizde yer alan Afyonkarahisar’a sevk olunmak istemişlerdir. Fakat belgeler de Afyonkarahisar olarak değil Karahisar adıyla geçmektedir.

1894 yılında Ahıska ve Batum muhacirlerinin ormanlara zarar vermelerinden dolayı Karahisara sevkleri kararlaştırıldı. Fakat bölgeden götürülen göçmenlerden bir kısmı İnegöl yakınlarında ki Yakacak mevkiine dönmüşlerdir. Göçmenlerin bir kısmı Karahisara gitse de arkadaşlarının gelmemesi üzerine onlar da İnegöl’e dönmüşlerdir. Belgede, Karahisar’a giderken Yakacak’a dönen göçmenler için merkezden gönderilen emir gereği zorluk çıkaranların tespiti ve yargılanması istendiğini anlıyoruz. İnegöl yerel yönetimi de zorluk çıkaranların elebaşlarından Ferhat ve bir kaçını yakalayarak İnegöl de tutuklamışlardır.[5] Bu konuyla ilgili başka bir belgede ise Yakacak mevkiine dönen grup üzerine asker gönderilerek işin suhuletle çözülmesi istenmektedir. Merkez-i Hükümet olayları öğrenir öğrenmez, önce Hüdavendigar Vilayetine durumu bildirmiş daha sonra İnegöl kazasına telgrafla işin daha fazla büyütülmeden çözülmesini emretmiştir.[6]

Osmanlı Devleti göçmenlerin de zor durumda olduğunu biliyordu. Zaten göçmenlerin çaresiz olduklarını bildikleri için kapılarını açmıştı. İnegöl’e getirilen göçmenlerin tekrar göç etmeleri söz konusu olduğunda onların durumlarının da olmadığını bildiği için göç boyunca tekrar sevk olunan muhacirlerin günlük yevmiyelerinin verilmesini ve zararlarının karşılanmasını kararlaştırmıştır. İşte Karahisar’a sevk olunmak istenen 19 hane Ahıska muhacirinin de yol boyunca nafakalarının ödeneceğini ve her türlü zararın karşılanacak olmasına rağmen muhacirler bölgeden tekrar iskan etmek istememekte ve çalı çırpıdan yapılan evlerini terk etmemektedirler. Yine bu belge ile göçmenlerin nasıl yapılarda kaldığını da öğreniyoruz. Muhacirler daha çok kulübe tarzı evlerde kalmaktadırlar. Evlerin hepsi ahşap olmak üzere çalı çırpıdan da olduğunu belgeden anlıyoruz.[7]

1877-1878 Osmanlı – Rus harbinden sonra Balkanlar’dan da göçmen geldiğini belirtmiştik. İşte bu belgelerde Tırnova ve Prevadi muhacirlerinin de adı geçmektedir. İnegöl’e 25 hane de Tırnova muhaciri yerleştirilmiştir. Bu muhacirler de Ahıska ve Batum muhacirlerine yakın bir bölgeye yerleştirildiklerini öğreniyoruz. Hükümet de Karahisar’a gitmekte direnen göçmenleri bu sefer de Kozpınar mevkiinin 1 saat aşağısında ki alanda bulunan Prevadi muhacirlerinin yanına almak istese de muhacirler buraya da gitmek istememişlerdir.

Bulduğumuz başka bir belgede ise Ahıska ve Batum muhacirleriyle birlikte Tırnova ve Prevadi muhacirleri de Karahisar’a sevk olunmak istenmiştir. Bu göçmenlerin de buralardan gönderilme sebebi yine ormanlık alanlara zarar verilmesidir.

13 Ağustos 1894 yılına ait bir belgeye göre muhacirler bu bölgeden tekrar göç etmek istemediğini bir dilekçeyle merkeze belirtmişlerdir. Prevadi muhacirlerinden İbrahim oğlu Halil imzasıyla verilen dilekçe de belirtildiği gibi ‘tekrar göç halinde halkın perişan olacağını’ merkez-i hükümete bildirilmiştir.[8]

Ayrıca İnegöl’den Karahisar’a sevk olunmak istenen muhacirlerden bazıları İnegöl hükümet konağını basmış ve kararı protesto etmişlerdir.[9] 1894 yılına ait başka bir belgede Yakacak’a dönen Ahıska Türklerinin üzerine ek kuvvet gönderilerek zorla da olsa çıkarılması istenmiş ve 13 hane Gürcü muhacirinin de Pazaralanı mevkiinde ki ormanlık alana zarar vermesi üzerine, merkezden vilayete  gönderilen telgraf suretinden anladığımıza göre her mevkide herkesin keyfiyetine göre hane ve yurt kurmasına izin verilmemesi isteniyor. Sorunun çözülmemesi halinde sert tedbirlerinde alınmasını istemiştir.[10]

Görüldüğü gibi İnegöl ormanlarına zarar verildiği gerekçesiyle bir çok göçmen halk buralardan kaldırılmak isteniyor. Bunun sebebi Osmanlı Devleti’nin ormanlara önem vermesi olduğu kadar İnegöl ormanlarının da önemli ihtiyaçlarda kullanıldığıdır. Mesela Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nden alınan bir belgeye göre İnegöl ormanları, Cezayirli Gazi Hasan Paşa’nın tekrar donanma meydana getirme ve kalyon inşasında önemli bir yere sahipti.[11]

Göçmenlerin İnegöl den kaldırılma isteği ve muhacirlerin bu karara muhalefeti İnegöl yerel makamlarını sıkıntıya düşürmüş ve merkezden yardım istenmiştir. Merkezi hükümet de Hasan Rıza Paşa’yı konuyu araştırmakla görevlendirmiştir.[12]

Ayrıca, Karahisar’a gitmeye muhalefet eden muhacirlerin durumlarını tam olarak anlamak ve sorunların tespiti ve çözümü için İnegöl Emlak-ı Hümayun iradesi  memuru Ali Rıza bey bölgeye gitmekle görevlendirilmiştir.[13]Bu belgelerden de anlaşılacağı üzere 93 harbinden sonra 19 hane Ahıska muhaciri 13 hane Batum ve 25 hane Tırnova muhacirleriyle birlikte İnegöl’de Bahçekaya, Tuzla, ve Kozpınar mevkilerine yerleştirilmişlerdir. Daha sonra ormanlara zarar vermeleri üzerine, Tırnova ve Prevadi muhacirleriyle birlikte Karahisar’a sevkleri söz konusu olmuştur.  Fakat muhacirlerin tekrar göç etmek istememeleri ve göçe başlandığında Yakacak mevkiine dönmeleri ve bu konuda direnmeleri konuyu daha da uzatmıştır.

Yakacak mevkiine dönen göçmenlerin il nüfusundan bile sayılmadıklarını ve asker eşliğinde sevkleri için göçmenlere biraz daha süre tanınmıştır. Fakat ormanlara tekrar zarar gelmemesi için önlemler alınması kararlaştırılmıştır.[14]

Hasan Rıza Paşa’nın görevlendirildiği tahkikat sonucunda  Hicri 26 Rebiülahir 1312, Miladi 26 eylül 1894 tarihli belgeden anlatıldığı gibi; göç ettirilmesi kararlaştırılan 19 hane Ahıska ve 13 hane Gürcü muhacirinin 3 seneden beri oralarda olduklarını ve cami, okul inşa ettiklerini, ham araziyi tarla haline getirerek üretime de başladıklarını anlıyoruz. Ayrıca tekrar göç olması halinde çoluk çocuğun perişan olacağı gerekçesiyle hükümetçe alınan kararla Ahıska ve Gürcü göçmenlerinin yerlerinde kalmalarına karar verilmiştir. Fakat buralara başka göçmen alınmaması ve ormanlara tekrar zarar verilmesini önleme kararı alınmıştır. Bu kararı anlatan belge de zamanın bakanlar kurulu sayılan Meclis-i Mahsus’dan çıkmış ve başta sadrazam olmak üzere tüm nazırların imzası vardır.[15]

Bu kararın alınmasında Korucu Osman ve İnegöl Emlak-ı Hümayun memuru Ali Rıza beyin de etkisi olmuştur.[16]

Bu göç olaylarından sonra da İnegöl’e Kafkasya’dan Ahıska Türkleri gelmiştir.1904 yılında Rusya’dan Dimalpete ve Balor vapurlarıyla Osmanlı topraklarına gelen ve bir süre Malta vapurunda bekletilen 52 nüfuslu 13 hane Ahıska ve Batum muhaciri aile büyüklerinin İnegöl ve Eskişehir’e sevk olunduklarını söyleyerek onlarda gitmek istemişlerdir.[17]

Şubat 1904 tarihli belgede Abdullah Efendi ve oğullarının daha önce İnegöl’e geldiklerini ve daha sonraları akrabalarının da onların yanına gelmek istediğini yazmıştır. Bunlar İstanbul’da bir vapurda 65 gün bekletilmiş ve burada çoğu hastalanmışlardır. Burada bekleyen dört hane yirmi iki nüfus göçmenler Muhacerat-ı İslammiyye Komisyonu’nun onayıyla daha sonra İnegöl’e sevk edilmişlerdir.[18]

 

SONUÇ:
Arşiv belgelerinden de anladığımız gibi İnegöl’e 93 harbinden sonra bir çok muhacir gelmiştir. Bu göçmen halklardan biriside Ahıska Türkleridir.

1879-1904 arası yıllarda bulduğumuz belgelere göre 36 hane, yaklaşık olarak yüzelli altı nüfus Ahıska Türkü İnegöl’e yerleştirilmişlerdir. İlk göç eden kitle hemen savaşın bitimi ve Yeşilköy antlaşmasından bir yıl sonra,1879 yılında gelmiştir. 1879 yılında gelen ilk grup on dokuz haneden oluşmaktadır. Daha sonra ise 1904 yılında biri on üç hane diğeri dört hane olmak üzere iki göç dalgası daha olmuştur. Ahıska Türkleri buradan tekrar göç ettirilmek istense de bu karardan daha sonra vazgeçilmiş ve göçmenler buralarda kalmışlardır. Karardan vazgeçilme sebebi ise, göçmenlerin karara direnmeleri ve ilk yerleştirildikleri bölgelerde cami, mektep türü yerler inşa etmeleridir. Ayrıca toprakları sürerek üretime başlamaları da bu karar da etkili olmuştur. Göçmenlerin tekrar iskanları yüzünden çoluk çocuğunda perişan olma durumu söz konusu olduğundan bu karardan vazgeçilmiştir.

Ahıska Türkleri başta Erzurum,Bursa,Afyon,Çorum olmak üzere çeşitli vilayetlere yerleştirilmişlerdir. Fakat bu göçlerde Bursa ve çevresi önemli rol oynamaktadır. Bursa bölgesi Kafkas göçlerinin en yoğun olduğu yerdir. 93 harbinden sonra 1891 e kadar 474.638 göçmenden 162.028’i Hüdavendigar vilayetine yerleştirilmişlerdir. 1880 – 1915 arası İnegöl’e 558 Rumeli 968 Kafkas ve 51 Tatar göçmen gelmiştir. Ayrıca 1 mahalle 25 köy kurulmuştur.

1303 tarihli Hüdavendigar Vilayeti Salnamesine göre İnegöl merkezde ki Hamidiye mahallesinde 167 hanede 603 nüfus Rumeli ve Kafkas muhaciri yaşamaktadır.

İnegöl özellikle sanayileşmenin artmaya başladığı dönemden sonra yurt içinden büyük göçler almıştır. Fakat İnegöl tarihte de göç almış önemli merkezlerden birisidir. Özellikle 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşından sonra çok göç almıştır. Bu göçlerin çoğunu da Kafkasya bölgesinden yapılan göçler oluşturmaktadır.

 

KAYNAKÇA

Kitap ve makaleler :

Süleyman ERKAN-  Kırım ve Kafkas Göçleri (1877-1908) KATÜ Kafkasya ve Orta Asya Ülkeleri Araştırma Merkezi, 1996

Nedim İPEK – Kafkaslardan Anadolu’ya Göçler (1887-1900) 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi S.6 , s. 97-134

Jülide AKYÜZ – Göç Yollarında; Kafkaslardan Anadolu’ya Göç Hareketleri Bilig, S.46, s.37-56

Necla GÜNAY- Osmanlının son döneminde Ahıska Türklerinin Anadolu’ya Göç ve İskanı, Türk Dünyası Sosyal Bilimler Dergisi Sayı:61, sayfa 121-142 Bahar 2012

Arşiv Belgeleri:

Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA) :

Bâb-ı Âli Evrak Odası Sadaret Mektubî Mühimme Kalemi (A.MKT. MHM) :524/6/1/1 ,524/6/1/2 ,524/17/1/1 ,524/17/1/2, 524/17/03/1, 524/17/03/2, 524/17/4, 524/17/5,

Dâhiliye Nezareti Mektubî Kalemi (DH. MKT.), 248/31/1, 248/31/2, 248/31/1, 248/31/3/1,248/31/3/2,248/31/4/1,248/31/4/2,

İrade Dâhiliye (İ.DH.), 1312 Ca. 4/9; 1314 M. 12/2; 1314 Ra. 13/12; 1321 L. 13/5; 1321 L. 29/35

Yıldız Arşivi Sadaret Hususî Maruzat (Y.A.HUS.), 310/105.

Yıldız Arşivi Sadaret Resmi Maruzat (Y.A.RES.), 72/26/1/1, 72/26/2/1, 72/26/3/1, 72/26/4/1, 72/26/4/2, 72/26/5/1, 72/26/6/1, 72/26/7/1, 72/26/8/1, 72/26/10/1, 72/26/10/2, 72/26/11/1

Meclis-i Vükela (MV), 203/89/1/1, 203/89/1/2

Ekler:

Ek:1

Ek:2

DİPNOTLAR

[1] Karabük Üniversitesi Tarih Bölümü öğrencisi. [email protected]

[2] BOA. DAH. 22622 (Arşiv belgeleri ve arşiv kısaltmalarının açılımları makalenin sonunda verilmiştir.)

[3] BOA.  İ.DH.1321 C.13/5

[4] BOA. İ.DH 1321 CA 4/9

[5] BOA. Y. A. RES. 72/26 Y.A HUS 316/C.105)

[6] BOA. Y. A. RES. 72.26.10

[7] BOA. Y.A. RES. 72/26/11

[8] BOA. Y.A. RES 72/26/1

[9] Nejla GÜNAY, Osmanlının Son Döneminde Ahıska Türklerinin Anadolu’ya Göç ve İskanı, BİLİG, S 61, s 121-142 2012

[10] BOA. Y.A. RES 72/26/4

[11] BOA. C. NF, 2349

[12] BOA. Y.MTV. 107/13

[13] BOA. Y.A. RES 72/26/7, BOA. İD. Nr. 63049)

[14] BOA. Y.A RES. 72/26/5

[15] BOA. Y.A. RES. 72/26/4

[16] BOA. Y.MTV. 110/84

[17] BOA.  Y.MTV. 110/84

[18] BOA. İ.DH.1321 L 13/5

 

Yazar Hakkında / Durmuş BAVLI

1994’te İnegöl de doğdu. İlköğretim ve liseyi İnegöl’de tamamladı. Karabük Üniversitesi Tarih bölümünden 2017 yılında mezun oldu. Bitirme tezini İnegöl tarihi üzerine yazdı.
İnegöl Tarihi, Osmanlı Klasik Dönem Tarihi, Osmanlı İktisat ve Ekonomi Tarihi, Osmanlıca üzerine çalışıyor. Özellikle arşiv belgeleri üzerinde çalışmayı seviyor.

YAZAR HAKKINDA

Haber Merkezi Haber Merkezi Belgeseltarih.com sitemizde konuk yazarlara da yer veriyoruz. Yayınlanmasını istediğiniz ve mümkün olduğunca akademik dille kaleme alınmş tarih konulu yazılarınızla ilgili olarak, iletişim sayfamızdaki form vasıtasıyla bizimle bağlantı kurabilirsiniz. E-Posta: [email protected]

FACEBOOK - YORUM YAZ

Sosyal Medyada Paylaşın:
  • YENİ
Bir Mektup.. Bir Tehdit… Bir İsyan…

Bir Mektup.. Bir Tehdit… Bir İsyan…

Haber Merkezi, 13 Mart 2024
Kalfatlı – Kalafatlı ve Kültürel Kimliği

Kalfatlı – Kalafatlı ve Kültürel Kimliği

Dr. Yaşar KALAFAT, 11 Mart 2024
İnegöl’de Bir Yıldız Söndü

İnegöl’de Bir Yıldız Söndü

Haber Merkezi, 11 Mart 2024
Osman, Atman, Tuman ve Vakanüvislik

Osman, Atman, Tuman ve Vakanüvislik

Ekrem Hayri PEKER, 18 Şubat 2024
Muğla Kalafatları ve Halk İnançları

Muğla Kalafatları ve Halk İnançları

Dr. Yaşar KALAFAT, 11 Şubat 2024
100 Yıllık Bir Lezzet: Hacıbaba Köfte

100 Yıllık Bir Lezzet: Hacıbaba Köfte

Ekrem Hayri PEKER, 11 Şubat 2024