Quantcast
Güney Kafkasya’da Rusya-İran Nüfuz Mücadelesi (1779-1813) – Belgesel Tarih

Ekrem Hayri PEKER
Ekrem Hayri  PEKER
Güney Kafkasya’da Rusya-İran Nüfuz Mücadelesi (1779-1813)
  • 02 Nisan 2024 Salı
  • +
  • -
  • Ekrem Hayri PEKER /

Loading

2020 ve 2021 yıllarında Türk Tarih Kurumu Kafkasya ile ilgili iki kitap yayınladı.

Bu kitaplarda birisi 2020 yılında yayınlanan Özgür Türker’in yazdığı “Güney Kafkasya’da Rusya-İran nüfuz Mücadelesi 1779-1813” kitabıydı. Diğer kitap ise Serdar Oğuzhan Çaycıoğlu’nun yazdığı, 2021 yılında basılan Rusya’nın Kafkasya Siyaseti General Paskeviç ‘in Başkomutanlığı Dönemi (1827-!833)

Osmanlı Devleti’nin doğal sınırı Fırat Nehri’ydi. Sivas’ın ötesi Türkmenlerin elindeydi.10. asırdan bu yana Doğu Anadolu Batı İran ve Azerbaycan’a bölge Türkmenya diye anılıyordu.

Bölge Türkmen devletleri arasında bir çekişme alanıydı. Kadı Burhanettin’den sonra bölge Akkoyunlu Karakoyunlu devletlerinin çekişmesine şahit oldu. Sonunda Akkoyunlu Devleti bölgeye hâkim oldu.

Fatih Sultan Mehmet, Belgrat ve Rodos seferlerinde başarısızlığa uğradı. Şartlar onu Doğu Anadolu’ya yöneltti. Anadolu’daki son güçlü beylik olan Çandaroğulları Beyliğini ve Trabzon Rum İmparatorluğunu 1461 yılında ele geçirdi.

!472 yılında Otlukbeli’nde yapılan savaşı Fatih Sultan Mehmet kazandı. Sonraki yüzyılda iki imparatorluk doğdu. Osmanlı ve Safevi/İran. Bu iki imparatorluk kısa zamanda Kafkasya’ya hâkim oldular.

Fatih, Kefe’yi Cenevizlilerden aldıktan sonra Altınordu’nun içişlerine müdahil oldu ve Altınordu-Lehistan ittifakına karşı Osmanlı-Kırım ve Moskova Knezliği ittifakı doğdu. Altınordu Devleti 1502 yılında tarih sahnesinden silindi.

Osmanlı Devleti Kafkasya hâkimiyeti için İran’la savaştı ve 1451’de Kefe’nin fethiyle başlayan Kafkasya istilası 1591 yılında Karadeniz Osmanlı Devleti’nin iç denizi haline geldi.

Türkmenlerin isyanı ve daha sonra İran’a göçleri, suhtelerin ve daha sonra “Büyük kaçgunluk dönemi” diye adlandırılan 1519-1610 yılları arasında yaşanan isyanların sona ererken, bu defa 1622-1658 yılları arasında beylerbeyleri ayaklanmalı yaşandı. Nüfus azalırken ayan adı verilen yerel derebeyleri ortaya çıktı.

Osmanlı Devleti İran ve Avusturya ile yaptığı savaşlar yüzünden güç kaybederken Moskova Knezliği büyümeye ve imparatorluğa dönüştü. Kendini çar ilan eden Korkunç lakabı takılmış İvan, 1552’de Kazan Hanlığını, 1556’da ise Astrahan Hanlığını ele geçirdi. Kabarday Büyük Prensliği ile ittifak antlaşması yaptı.

Osmanlı Devleti 1683 yılında Viyana bozgunu yaşandı. Bu süreçte Rusya’da Osmanlı karşıtı ittifaka katıldı ve Azak kalesi ele geçirdi. Osmanlı Devleti’nin Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ile yaptığı her savaşa Rus Çarlığı da katıldı. Genelde Avusturya Osmanlıya yenildi, Ruslar ise galip geldi.

Osmanlı Devleti güç kaybettikçe eyaletlerde ayan adı verilen yerel hanedanlar belirdi. Batı İran ve Kafkasya’da yarı bağımsız veya bağımsız çok sayıda hanlık ortaya çıktı.

Osmanlı Devleti’nin yıkılış süreci 1768 yılında Lehistan yüzünden savaş açtığı Rus Çarlığı karşısında büyük bir yenilgi aldı. 1774 tarihinde İmzalamak zorunda kaldığı Küçük Kaynarca Antlaşması çok ağır şartları kabul etmek zorunda kaldı. Kırım Hanlığını kaybetti.

Yeterince hazırlık yapmadan 1787 yılında Rus Çarlığına savaş açan Osmanlı Devleti Avusturya’nın da savaşa girmesiyle art arda yenilgiye uğradı. Avusturya’nın Osmanlı kuvvetleri karşısında yenilip savaştan çekildi. Ancak Ruslarla 1791’de yapılan Yaş Antlaşmasıyla Bucak bölgesi Ruslara bırakıldı.

Gürcistan

Güney Kafkasya’nın kaderini Gürcistan’a sürekli saldıran İran ve Lezgiler belirlemiştir. Gürcistan, yaptığı bir antlaşmayla Rusya’nın himayesine girdi.

Rusya, Gürcülere ikili oynuyordu. İran ve Lezgi saldırılarına yeterli bir tepki koymuyordu.

Gürcü Kralı Giorgi 28 Aralık 1800’de vefat etti. Rus İmparatoru Aleksandır, imzaladığı bir kararnameyle 12 Nisan 8001’de Gürcistan’ı ilhak ettiklerini ilan etti.

Çar, Gürcü hanedan üyelerin Rusya’ya gönderilmesini istedi. Bu kararı tebliğ etmeye gelen Rus Generali Lazerev, Gürcü Kraliçesi Maria tarafından öldürüldü. Gürcistan’dan kaçıp Dağıstan’a ve İran’a sığınan prensler Rusları ülkeden çıkaramadılar. Ruslar, Osmanlı Devleti’ne bağlı olan İmeretya’yı ele geçirdiler ve İmeretya Kralı II. Süleyman / Salomon Osmanlı Devleti’ne sığındı.

Gürcistan Askeri Yolu’nu yıllar önce yapan Ruslar, burayı Osmanlı ve İran devletlerine; Çerkeslere ve Dağıstan’a saldırılarında kullandılar.  Osmanlı Devleti’nin Kafkasya’daki liman ve kalelerini kolayca ele geçirdiler.

İran Veliahtı Feth Ali Şah 1801’de İngiltere ile dostluk antlaşması imzaladı. İngiltere Rusya’nın Kafkaslara ve Türkistan’a inmesini Hindistan için bir tehlike olduğunu biliyorlardı.

***

Bundan sonraki bölümde Özgür Türker’in yazdığı “Güney Kafkasya’da Rusya-İran nüfuz Mücadelesi 1779-1813” kitabı temel alınmıştır

Lezgi-Seki-Ilısu-Kuba-Bakü-Revan-Karabağ-Bakü-Şirvan-Nahcivan-Taliş hanlıkları Rusya ve İran arasında ikili oynuyorlardı. Gürcüstan’ı Üs yapan Rus ordusu önce Kuba ve Dağıstan hanlıklarını boyun eğdirdi. 1803 yılında Lezgiler yenildiler ve Rus hâkimiyetini kabul ettiler. Rus ordusu 1804 yılında Gence üzerine yürüdü. Şehirdeki 300 Ermeni kuşatma altındaki Gence’nin bir kapısını Ruslara açtılar. Şehirde çok büyük bir katliam yaşandı. (s:132-133) Şehirde kalan Müslümanlar sürüldü ve yerlerine Ermeniler yerleştirildi.

İran tahtına geçen Feth Ali Han, hakimiyetini tüm İran’a kabul ettirdi. Han, Oğlu Abbas komutasında bir orduyu bölgeye gönderdi. Amacı Gürcistan’ı ve bölgedeki Hanlıkları kendine bağlamaktı. 10 Haziran 1804 günü İran Şahı Feth Ali Rusya’ya savaş açtı. 1804 yılında başlayan savaş 1813 yılında İran’ın Rusların ağır şartlarını kabul etmesiyle sona erdi.

Rus ordusuna kumanda eden ve Lezgileri bastırıp, Gence’yi alan Knez P. Tsitsianov kendine hedef olarak stratejik bir öneme sahip Revan Hanlığını seçti. Revan’ı alarak Karadeniz’le Hazar arasında bir hat oluşturacaktı.

Ruslar bölgede Gürcü gönüllülerden başka bir yardımcı daha buldular; Ermeniler. 10 Haziran 1804’de Ruslar Gümrü’yü ele geçirdiler. 20 Haziran’da Üç Kilise Savaşı’nda Veliaht Şah Abbas’ın komutasındaki İran ordusu geri çekilmek zorunda kaldı.

Yardıma gelen Şah Feth Ali, Rus ordusunu aşarak Revan kalesine asker ve yiyecek gönderdi. Ruslar, ağır bir zayiat vererek, ağırlıklarını bırakarak Tiflis’e çekildiler.

Kaçar süvarilerin başarılarına rağmen Ruslara yenilmenin başlıca nedeni İran ordusunun disiplinsizliği ve tedbirsizliğidir. Konaklama sırasında bile güvenlik tedbiri almamaları baskına uğrayıp hezimete uğramalarına sebep olmuştur.

Revan’ı kuşatan Rus askerlerini siperlerinden kovan Kaçar süvarileri ganimetten pay almak için bulundukları yeri bırakarak Şah Abbas’ın yanına gittiler ve Ruslar tekrar eski mevzilerine döndüler. (s:163)

Rus birlikleri savaş teknikleriyle kendisinden 5-10 kat kalabalık olan İran ordusunu bozguna uğratmakta güçlük çekmediler.

Başta Gürcistan olmak üzere tüm Kafkas hanlıkları İran’ın yaptığı saldırı ve baskılarından bıkmışlardı. Bu yüzden Rus Çarlığının himayesine sığınıyorlardı.

Ayrıca hanlıkla birlik olmak yerine sık sık birbiriyle savaşıyorlardı. Şahlar için önemli olan topraklarını ve ayrıcalıklarından vazgeçmek istemiyorlardı.

Şuragel ileri gelenleri onun yerine Ruslardan himaye istediler. Şuragel bölgesi Ruslar için stratejik öneme sahipti. Ruslar, buraya yerleştiklerinde Revan’la beraber Kars ve Ardahan kalelerine de komşu olacaklardı.

Karabağ Hanı İbrahim Han, Kaçarlarların bölgedeki en büyük düşmanıydı. Feth Ali Şah, Karabağ üzerine bir ordu gönderdi. İbrahim Han bu orduyu bozguna uğrattı. Han, 26 Mayıs 1805’de Kürekçay Antlaşmasıyla Rusya’nın vasalı oldu. Seki Hanlığı stratejik bir öneme sahipti. Seki, güney Kafkasya’ya açılan bir kapıydı.

Seki, Kuba ve Derbent hanlıklarının Rus kontroluna alınmasıyla ile Rusların bir türlü hâkim olamadığı Dağlı topluluklarının saldırı ve tacizlerinden izole olmuş olmuş bir hale gelecekti.

Tsitsianov’un sonraki hedefi Hazar Denizi boyunca önemli limanları ve hatırı sayılır bir ekonomik gelire sahipti. Şirvan, yerel olarak yetiştirilen ipekten önemli kazanç elde ediliyordu. Bunun yanında Bakü ve Şirvan ‘da büyük ölçekli balıkçılık ve fok avcılığı yapılan yerlerdi.

Şirvan (Semahı) Mustafa Han 6 Ocak 1806’da Tsitsianov’un istediği şartlarda bir antlaşmayı kabul etti. Tsitsianov, bölgede yaşayan Ermenileri İran’la savaşmaya çağırdı.

Feth Ali Şah ve oğlu Abbas Mirza kuvvetleriyle Aras Irmağını geçip Karabağ üzerine yöneldiler. Revan, şaha teslim oldu. İran, Şuşa ve Karabağ’ı ele geçirdi. Hanlar, Ruslara sığındı. Şah, Ruslar karşısında psikolojik üstünlüğü ele geçirmişti

Tsitsianov’un Rusların Astrahan limanında bir filosu vardı.  Tsitsianov, Filoya Enzeli ve Reşt limanlarını ele geçirme görevini verdi. Ayrıca Şah Feth Ali’ye tahkir edici bir mektup ve ağır şartlar içeren bir mektup gönderdi. Şah bu teklifi reddetti. Rusların planı gerçekleşmedi. Ağır kayıp vererek geri döndüler. Bakü’yü kuşattılar ama ele geçiremediler. Tsitsianov’’a göre Hazar Denizi’ne hâkim olabilmek için Bakü’nün ele geçirilmesi şarttı. Bakü’ye gelen Tsitsianov, şehrin anahtarlarını teslim etmek bahanesiyle buluştuğu Bakü Hanı Hüseyin Kulu Han tarafından öldürtüldü.

Bunun üzerine bütün hanlıklar Ruslarla olan antlaşmalarını feshettiler. Ancak, İran Şahı bu fırsattan faydalanacağına Tahran’a döndü. Rus Generali Glezenap inisiyatif kulandı. Önce Tiflis’i kontrol altına aldı. Şah, oğlu Abbas Mirza ve Gürcü Prensi Aleksandır’ı bölgeye gönderdiyse de etkili olamadılar.

Çar, başkomutanlığa Gudoviç’i tayin etti. Gudoviç’in göreve geldiğinde bölgedeki Rus askeri sayısı 140 bine ulaşmıştı. Gudoviç Çara bir mektup göndererek Gürcü asil ve gönüllülerin Rus asil ve askerleriyle aynı haklara sahip olmasını istedi. Bu isteği kabul edildi.

Gudoviç, daha sonra harekâta başladı. Derbent tek kurşun atılmadan ele geçirildi. Karabağ Hanı çocuklarıyla beraber öldürüldü. Daha sonra Bakü kuşatıldı. 3 Ekim 1806’da Hüseyin Kulu Han şehri bırakıp kaçtı. 23 Ekim 1806^da savaşmadan Seki Hanlığı işgal edildi. Carlar, Lezgiler ve Avarlar Rus hâkimiyetini kabul ettiler. Mevcut sınırlar içinde bir ateşkes imzalandı.

İran Şahı’nın barış girişimleri Rusların ağır şartları ve küstahça tutumu yüzünden netice vermedi.

İran Şahı Hindistan’a bir heyet göndererek Ruslara karşı bir iş birliği aradı. Olumlu giden görüşmeler İngilizlerin Ruslarla anlaşması üzerine sona erdi. Bu sefer devreye Fransızlar girdi. Fransızlar, Ruslara karşı Osmanlı Devleti ve İran’ın içinde olduğu bir ittifak kurmak istiyordu. Bu amaçla General Gardane 70 teknisyenin içinde bulunduğu bir heyet 4 Aralık 1907’de İran’a geldi. Şah, ordusunu, topçularını ve tahkimatlarını Avrupa usulü yapmak istiyordu. Şah, Fransızlardan süngülü tüfek de istiyordu. Fransa’nın Rus Çarlığı ile anlaşması; Gürcistan ve Kafkasya’daki haklarını tanıması İran-Fransız antlaşmasını geçersiz kıldı.

Bunun üzerine İran 1809 yılı baharında İngilizlerle görüştü ve bir iş birliği antlaşması imzalandı. Ancak İngilizler direkt olarak Rus Çarlığını hedef almıyorlardı.

Fransızların teşvikiyle III. Selim, 22 Aralık 1806’da Ruslara savaş ilan etti. Rusların en büyük korkusu Türklerin (Osmanlı Devleti’nin) Kaçarlarla bir araya gelmesiydi.  Ama iki tarafın ulemasının buna izin vereceği şüpheliydi.

Gudoviç, Aralık 1808’de Revanı kuşattıysa da Kaçar süvarilerin gelmesi üzerine geri çekilmek zorunda kaldı. 1804-1812 yılları arasında Ruslar Kaçarları kesin bir yenilgiye uğratamadılar.

Rusların ağırlığı Osmanlılara karşı vermesi üzerine cephede büyük savaşlar olmadı. İran uleması 1810 yılında Ruslara karşı bir cihat ilan etti. Savaşsız geçen bir yıl içinde Ruslar işgal ettikleri yerlerde durumlarını sağlamlaştırmışlardı. Bu süreçte hem Osmanlı Devleti ve İran Ruslara karşı iş birliği yerine Ruslarla birbirlerine karşı iş birliği yapmak istediler.

Osmanlı Padişah’ı III. Selim, İran’a karşı düzenlenen 1804-1813 operasyonları sırasında Rus ordusunun Karadeniz kıyılarının Güneydoğu kesimine kuvvetlerini yerleştirmesi için izin verdi. (s:254)

Megri bölgesinde toplanan Abbas Mirza’nın komuta ettiği ordu General Kotlyarevski tarafından mağlup edildi. İran ordusu Aras’ı aşamadı ve Tebriz’e çekildi. Meğri’nin Ruslar tarafından ele geçirilmesi Transkafkasda’daki durumu Rusların lehine olacak şekilde değiştirdi. Maalesef İranlılar Osmanlı-Rus savaşından yeterince faydalanmadılar.

Savaşın kaderini belirleyen 19-20 Ekim 1812’de yapılan Aslandüz Muhaberesi oldu. Abbas Mirza emrindeki kuvvetleri önemli bir grubunu Şeki Hanlığını fethe gönderdi. Kotlyarevski, ani baskınla İran kuvvetlerini yok etti. Abbas Mirza savaş alanından zorlukla kaçabildi. İran ordusunun ağırlıkları ve topları Rusların eline geçti. İran ordusunun güvenlik tedbiri almaması ve yakınına kadar sokulan Rus ordusunu fark etmemesi Ruslara neredeyse zayiatsız bir zafer getirdi.

Kotlyarevski, kış olmasına rağmen Taliş Hanlığı’na yürüdü. Lankeran’ı kuşattı. Lankeran Hanı Sadık Han, teslim olmayı reddetti. 1 Ocak 1813’de kanlı bir savaşla şehri ele geçirdiler. Büyük bir katliam yaşandı.

İngilizlerin arabuluculuğu ile 24 Ekim 1813’de Nahcıvan’ın Gülistan şehrinde bir Antlaşma imzalandı. İran, Rusların öne sürdüğü ağır şartları kabul etmek zorunda kaldı. Bu İran’ın bugüne kadar imzaladığı en aşağılayıcı antlaşmaydı. İran, Ermenistan ve Nahçıvan hariç tüm hanlıklar Ruslara bırakılmıştı. Hazar Denizi Rus kontrolüne geçmişti. İran, Rus tüccarlara kapitülasyon benzeri ayrıcalıklar tanımıştı. Bu antlaşmayla İran 3 milyon tebaasını Ruslara bırakıyordu.

Abbas Mirza, Gülistan Antlaşmasının intikamını almak için 1826’da Ruslara Savaş açtı. Ama ağır bir maliyete uğradılar.14 yıl sonra daha ağır şartlar taşıyan Türkmençay Antlaşmasını imzalamak zorunda kaldı. (s:270

***

Ruslar bölgede yeni bir müttefik buldular Zaman içinde Osmanlı Devletindeki Ermenileri de göç ettirerek Revan/Erivan merkezli bir Ermenistan bölgesi oluşturdular.

İran’ın Gürcülere ve bölgedeki hanlıklara karşı yürüttüğü baskı ve yağma politikası Rusların bölgeye hâkimiyetini zorlaştırdı. Nadir Şah döneminden beri başta Dağıstanlılar Rus vatandaşlığını istiyorlardı.

Gelelim Osmanlı Devleti’ne: Osmanlı Devleti Rusların İran’la olan savaşından faydalanamadı. Hem Kafkasya ve Doğu Anadolu’da hem de Balkanlarda Ruslara yenildi. Yine toprak kaybetti. Ancak Avrupa’daki konjonktür daha ağır şartlar içermeyen bir barış antlaşmasının imzalanmasını sağladı.

28 Mayıs 1812 tarihinde imzalanan Bükreş Antlaşması ile Rusya, Eflak ve Boğdan’dan çekilecek, Besarabya bölgesi ise Ruslara bırakılacaktı. Osmanlılar Bosna ve Eflak’tan 2 yıl vergi almayacak, Sırplar iç işlerinde serbest kalacaktı. Tuna nehrinde hem Osmanlı hem de Rus gemileri serbestçe dolaşabilecekti. Prut ve Tuna nehirlerinin sol sahilleri iki ülke arasında sınır kabul edilecekti.

Ayrıca, Kuban Nehri ağzından güneyde Bzıb (Psıb) Nehri ağzına kadar uzanan Çerkesya kıyılarının denetimi, Anapa Kalesi ile birlikte Osmanlılara geri verildi. Buna karşılık Bzıb ve Rioni Nehirleri (Poti) arasındaki Karadeniz kıyıları ve Gürcü toprakları Ruslara bırakıldı.

 

 

KAYNAKÇA

  • Agarba S, Bella-Hatko, Samir H, Çerkesya Ada Uygarlığı, Ankara-2008
  • Ahmetbeyoğlu, Ali, Avrupa Hun İmparatorluğu, Ankara-2001
  • Ajdi, Murat, Kıpçaklar, Ankara-2002
  • Aksamaz, Ali İhsan, Kafkasya’dan Karadeniz’e Lazların Tarihsel Yolculuğu, İstanbul-1997
  • Allen, W.E.D.1828-1921 Türk-Kafkas Sınırındaki Harplerin Tarihi, Ankara-1966
  • Antifimov, N. V.-Autlev, P.U., Meotlar, Adıgelerin Ataları, Ankara-2011
  • Artamonov, M. İ, Hazar Tarihi, İstanbul-2008
  • Arunova, M.R. Eşrefyan, K.Z., Nadir Şah-ı Avşar, İstanbul-2015
  • Avagyan, Arsen, Çerkesler, İstanbul-2004
  • Avcıoğlu, Doğan, Türklerin Tarihi, İstanbul-1982
  • Baddaley J.F, Rusya’nın Kafkasya’yı İstilası, İstanbul-1989
  • Baj, Jabaghi, Çerkezler, Ankara-2000
  • Bell, James S., Çerkesya’dan Savaş Mektupları, İstanbul-1998
  • Benet, Sula, Abhazlar, Ankara-1995
  • Berkok İsmail, Tarihte Kafkasya, İstanbul-1958
  • Berzeg, Nihat, Çerkesler, İstanbul-2006
  • Berzeg, Sefer E., Çerkes-Vubıhlar, Soçi’nin İnsanları, Ankara-2013
  • Besleney, Abidin Zeynel, Türkiye’de Çerkes Diasporasının Siyasi Tarihi, İstanbul-2016
  • Bi Mahmut, Kafkas Tarihi, Ankara-2011
  • Bi Mahmut, Kafdağı’nın Eteklerinden Bursa’ya Göçler-2016
  • Bi Mahmut, Çerkes-Gürcü ilişkileri Konferans Notları 21 Mayıs 2012-Araklia-Gürcistan
  • Bilge, M. Sadık; Osmanlı-Kafkas İlişkileri, İstanbul-2007
  • Blanch Lesley, Cennetin Kılıçları, İstanbul-1978
  • Blaramberg, Yohann, F. Kafkasya, Ankara-2017
  • Budayev, N. M. Kim Bu Çerkesler, İstanbul-2009
  • Büyüka, Ömer, Abhaz Mitolojisi Anaç mı? İstanbul-1971
  • Carthy, Justin Mc, Sürgün ve Ölüm, İstanbul-1995
  • Can, Fatih-Karayel, Erol, Kuzey Kafkasya Tarihinden Kesitler-1, İstanbul-2010
  • Sedar Oğuzhan Çaycıoğlu Rusya’nın Kafkasya Siyaseti General   Paskeviç’in Başkomutanlığı Dönemi (1827-1831)
  • Çelik, Osman, İngiliz Belgelerinde Türkiye ve Kafkasya, Ankara-1992
  • Çerkeslerin Sürgünü (Tebliğler, Belgeler, Makaleler), yayına hazırlayan Kafkas Derneği, Ankara-2001
  • Çurey, Ali, Anadolu Çerkesleri, İstanbul-2013
  • Dolukhanov, Pavel, Eski Ortadoğu’da Çevre ve Etnik Yapı, İstanbul-1998
  • Dumezil, George, Mit ve Destan, İstanbul 2012
  • Dunlop, D. M., Hazar Yahudi Tarihi, İstanbul-2008
  • Erzen, Afif, Doğu Anadolu ve Urartular, İstanbul 1992
  • Esadze, Semen, Çerkesya’nın Ruslar Tarafından İşgali Ankara-1999
  • Evliya Çelebi, Seyahatnamesi: Bursa-Bolu-Trabzon-Erzurum-Azerbaycan-Kafkasya-Kırım-Girit, İstanbul-2014
  • Fedâkar, Cengiz, Kafkasya’da İmparatorluklar Savaşı, İstanbul-2014
  • Gumilev, L. N., Hazar Çevresinde Bin Yıl, İstanbul-2003
  • Grakov, B. N., İskitler, İstanbul-2006
  • Habiçoğlu Bedri, Kafkasya’dan Anadolu’ya Göçler, İstanbul-1999
  • Hancar, Franz, Kafkas ilk Tarih Araştırmaları Işığında Anadolu’nun Yeni Neolitik Buluntuları, İstanbul-1937
  • Hotko, Samir, Çerkeslerin (Adığelerin) tarihi, İstanbul-2015
  • İnalcık, Halil, Devlet-i Aliyye-I, İstanbul-2010
  • İnalcık, Halil, Devlet-i Aliyye-II, İstanbul-2015
  • İnalcık, Halil, Kırım Hanlığı Tarhi Üzerine Araştırmalar, İstanbul-2017
  • İpek, Nedim, Rumeli’den Anadolu’ya Türk Göçleri, Ankara-1999
  • Kafkasya Konfederasyonu, Vesikalar ve Materyaller, Paris-1937
  • Kalankatlı Moses, Alban Tarihi, İstanbul-2006
  • Karadeniz, Yılmaz, Kaçarlar Döneminde İran (1795-1925) İdari, Askeri, Sosyal Yapı ve Toplumsal Hareketler
  • Karpat H. Kemal, Etnik Yapılanma ve Göçler, İstanbul-2010
  • Kuhrt, Amelie, Eski Çağ’da Yakın Doğu, İstanbul-2009
  • Kundukh, Aytek, Kafkasya Muridizmi, İstanbul-1987
  • Kurat, Akdes Nimet, Türkiye ve Rusya (1798-1919), Ankara-2011
  • Kurat, Akdes Nimet, IV-XVIII. Yüzyıllarda Karadeniz Kuzeyindeki Türk Kavimleri ve Devletleri, Ankara, 1972
  • Kurat, Akdes Nimet, Türkiye ve İdil Boyu, Ankara-2011
  • Kuzucu, Serhat, Kırım Hanlığı ve Osmanlı-Rus Savaşları (1787-1792), İstanbul-2013
  • Lovpaçe N., Çerkes Arkeolojisi ve Sanatı Karşılaştırmalı Maykop ve Anadolu Hazineleri, İstanbul-2013
  • Lyulye, Leonti, Çerkesya, 19. Yüzyıl Tarih ve Etnografyası, İstanbul-2010
  • Mantran, Robert, Osmanlı Tarihi, İstanbul-1995
  • Mansur, Şamil Çeçenler, Ankara-1995
  • Marigny, Tailbout De, Çerkesya Seyahatnamesi, İstanbul-1996
  • Musa Kundukhov’un Anıları, İstanbul-1978
  • Mustafakemalpaşa (Kirmasti) Sempozyumu, Bildiriler, Bursa-2011
  • Mutbay, Mustafa, Kafkasya Hatıraları, Ankara-2007
  • Natko, Kadir, Kafkasya’da ve Kafkasya Dışındaki Çerkesler, Ankara-2005
  • Özsaray, Mustafa, Çerkeslerin İslamlaşması, İstanbul-2012
  • Öztürk, Yücel, Osmanlı Hâkimiyetinde Kefe (1475-1600) Ankara-2000
  • Peker, Ekrem Hayri, Kafkasya’dan Güvem’e Zekeriya Efendi, İstanbul-2015
  • Puşkin, A. S., Erzurum Yolculuğu, Ankara-1993
  • Osrogosky, G., Bizans Devleti Tarihi, Ankara-2011
  • Özbay, Özdemir. Dünya Mitolojisi ve Nartlar, Ankara-1999
  • Saydam, Abdullah, Kırım ve Kafkas Göçleri (1856-1876), Ankara-2010
  • Spencer, Edmund, Türkiye, Rusya, Karadeniz ve Çerkezistan, Ankara-2014
  • Şimşir. B.N., Osmanlı Ermenileri, Ankara-2011
  • Şirokorad, A.B., Osmanlı-Rus Savaşları, İstanbul-2113
  • Staden, Heinrich Von, Korkunç İvan Zamanında Rusya, İstanbul-2016
  • Tagrıberdi, En-nücümu’z-Zâhire (Parlayan Yıldızlar), İstanbul-2013
  • Taitbout de Marigny, Çerkesya Seyahatnamesi, İstanbul-1998
  • Tavful, Ufuk, Kafkasya Gerçeği, İstanbul-2009
  • Thomson, George, Tarih Öncesi Ege-I, İstanbul-1983
  • Toledano, Ehud R., Osmanlı Köle Ticareti 1840-1890, İstanbul-1994
  • Tsağua Nuri, Adıge Tarihi, İstanbul-2016
  • Vernadsky, G., Rusya Tarihi, İstanbul-2009
  • Vernadsky, G., Moğollar ve Ruslar, İstanbul-2007
  • Yakubovski, A. Yu, Altınordu ve Çöküşü, Ankara-2000

Ekrem Hayri PEKER

Kimya mühendisi, araştırmacı, yazar. Bursa Mustafakemalpaşa’da (1954) doğdu. Anadolu Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümü mezunu. TUBİTAK veri tabanına kayıtlı “Teknoloji tabanlı Başlangıç Firmalarına Özel İş Geliştirme” mentörü, C Grubu iş Güvenliği uzmanı olarak Nano kimyasalların tekstil materyallerine uygulamalar konusunda üniversitelerde konferanslar verdi. Yayınlanmış kitaplarından bazıları: "Kuşçubaşı Hacı Sami Bey", "Özbek Mektupları", "Yeşim Taşı - Ön Türkler ve Türk Tarihinden Kesitler", "Kafkasya'dan Anadolu'ya - Zekeriya Efendi". Belgeseltarih.com kurucu ortağı ve yazarıdır. E-Posta: [email protected]

FACEBOOK - YORUM YAZ

Sosyal Medyada Paylaşın:
Etiketler:
Ekrem Hayri Peker

BU MAKALELER İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR!

  • YENİ
Romanlarda Sosyal ve Kültürel Yaşam

Romanlarda Sosyal ve Kültürel Yaşam

Emel ÖRGÜN, 2 Kasım 2024
“İki Kasım 1943” Karaçay Sürgünü

“İki Kasım 1943” Karaçay Sürgünü

Prof. Dr. Hilmi ÖZDEN, 2 Kasım 2024
Bir Zamanlar Kültürpark

Bir Zamanlar Kültürpark

Haber Merkezi, 2 Kasım 2024
Söğütlülü Destancı Aşık Ali Şahin

Söğütlülü Destancı Aşık Ali Şahin

Haber Merkezi, 2 Kasım 2024
“Cumhuriyet Türküsü”

“Cumhuriyet Türküsü”

Prof. Dr. Hilmi ÖZDEN, 26 Ekim 2024
Kefir’deki Vatan Yahut Kefir’in Kökeni

Kefir’deki Vatan Yahut Kefir’in Kökeni

Prof. Dr. Hilmi ÖZDEN, 26 Ekim 2024
Söylev’in Okunuşunun 97. Yılı

Söylev’in Okunuşunun 97. Yılı

Nevin BALTA, 16 Ekim 2024