Quantcast
Ana Sayfa Arama Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Ekrem Hayri PEKER

Seteney

Kızımın adı… 1981 yılında doğdu. Bu ismi koydum. Çerkeslerin anası… Beyaz Gül…

Nüfus müdürlüğü tarafından mahkemeye verilmekle tehdit edildim….  Ama kulak asmadım.

Şimdi kızımın adıyla bir kitap…

Pınar Hanım’ı kitaplarından tanıdım. Önce “Kafdağı’nın Işıkları Gumısta” kitabını okudum. Bursa Birleşik Kafkas Derneğinin düzenlediği imza gününe katılamamıştım.

Yazarın köşe yazıları ilgimi çekti ve köşe yazılarını okudum. Telefonda tanıştık.

Daha sonra yazdığı SETENEY kitabının imza gününde karşılaştık. Yapılan söyleşiyi izledim. Kitabımı imzalattım.

SETENEY

“Bir halkın hafızası, o halkın kadınlarının kalbinde saklıdır. Onlar sessizliğin içinden konuşan kadınlardı.

Luba Balagova, Ruhet Batur Gürbüz, Mahinur Tuna… Bu kitapta üçünün hikayesi var.

Yazdıkları her cümle ile bir halkın acısını taşıdılar. Kelimeleriyle göç yollarını aydınlattılar.

Dilleriyle, kimlikleriyle, hayalleriyle direndiler.

Ve şimdi…

Kafdağı’nın eteklerinden bir ışık daha yükseliyor: Seteney’in ışığı.

Bu kitap sadece bir edebi çalışma değil, bir sesleniştir.

Bir haykırıştır.

Bir vefa borcunun kalemle ödenişidir.

Nart destanlarının bilge kadını Seteney Guaşe’den ilham alan bu eser, bugünün Kafkasyalı kadın yazarlarını saygıyla, sevgiyle, derin bir yürek bağıyla anlatıyor.

Onların direnişini, üretimini, yitirdiklerini ve yeniden var ettiklerini kayıt altına alıyor.

Bu sayfalarda annelerimizin sustuğu yerden başlayan bir cümle, kızlarımızın kuracağı geleceğe bir meşale uzatıyor. Kafdağı’nın Işıkları Seteney; bir kadının susmadığında neler başarabileceğinin, bir halkın kadınlarıyla nasıl ayağa kalktığının öyküsüdür.

Kalbinizle okuyun.

Çünkü bu kitap akılla değil, yürekle yazıldı.”

Kitabın tanıtım yazısında bunlar yazıyor. Ama bu satırlar kitabın içeriğini anlatmıyor. Kitapta üç harika kadının Kafkas kültürü için nasıl mücadeleler verdiklerini okuyacak, Gerçek yaşanmışlıkların yer aldığı kitapta kadınların gücünün ne kadar önemli olduğunu bir kez daha idrak edeceksiniz. Luba ve Mahinur Hanımların yaptığı çalışmaların yanı sıra Ruhet Batur Gürbüz’ün müzik alanında yaptığı şarkı ve müzikleri notaya alma, derleme ve arşivleme çalışmaları müthiş…

Her biri ayrı güç, ayrı değer kültürümüz için. Bugüne kadar tanınamamaları da ayrı bir keder benim için.

Bu arada Pınar Hanım’ın diğer kitaplarını da tanıtmak isterim.

LATA

Abhaz-Gürcü savaşı esnasında 14 Aralık 1992’de yaşanan Lata Trajedisi tarihe kara bir leke olarak geçti. Tarafların mutabakatıyla çocuk, kadın ve yaşlı sivilleri ateş çemberinden çıkartmakta olan helikopter Lata yerleşim birimi üzerinde yerden havaya atılan bir füze ile vuruldu. Alev alarak yere çakılan helikopterde bulunan seksen beş kişi yanarak can verdi ve tanınamaz hale geldi. Sadece, koruma içgüdüsüyle yavrularını kucaklamış durumdaki kadınlar şeklen teşhis edilebildi. Daha önce yakınlarını kaybettikleri için siyah giysileriyle helikoptere binen bu yaslı insanların kömür olmuş vücutları da elbiseleri kadar kara oldu ve artık tanınmaları mümkün değildi. Birbirinden ayrılamayan bu seksen beş talihsiz insan, hep birlikte, kucak kucağa Galata’daki kardeşlik mezarlığına defnedildiler. Üzerlerine yanmış küçük çocuk şeklinde bir anıt da dikildi.

“LATA” işte bu insanların can yakıcı hikâyesini anlatıyor.

İbret alınsın, bir daha savaşlar olmasın, insanlık suçları işlenmesin, çocuklar anasız babasız kalmasın diye…

Lata kitabının senaryosunu da hazırlamış yazar. Hatta bu senaryoyu hazırlayabilmek için senaryo dersleri ve sertifikalarını da almış. Kültür Bakanlığına başvurmuş ve lata senaryosu senaryo ve diyalog yazım desteğine de layık görülmüş. Bu bizim kültürümüz için bir ilk. Ancak lata senaryosu yapım desteği alamamış Kültür Bakanlığından. Bir kenarda film yapılacağı günü bekliyor.

Kafdağı’nın Işıkları ELBRUZ

Bu çalışma “Kafdağı’nın Işıkları” serisinin ikinci kitabıdır. Bu seri içerisinde hayat hikâyesine ve görüşlerine yer verdiğimiz yazarların her biri Kafdağı’ndan sızan bir ışıktır; yolumuzu, yönümüzü aydınlatan bir ışık…

Kahramanlarımızın, kültürümüzü yaşatma, ileri taşıma, gelecek nesillere aktarma konusunda gösterdikleri çabaları takdirle okuyacak, samimi üsluplarından kaynaklı duygusal dalgalanmaları da birlikte yaşayacaksınız.

Bu kitapta da yine Kafdağı’nın Işıkları Setenay kitabında olduğu gibi günümüzde yaşayan Kafkasyalı yazarların kitapları, Kafkas kültürüne katkıları anlatılıyor. Kitapta: Sefer Berzeg, Dijin Çurey ve Muhittin Ünal’a yer verilmiş. Hepsi birbirinden özel insanlar. Hayatlarının tamamını kültürümüze adamış üç nefer…

PINAR

Benim adım Pınar!

Bakmayın siz adımın Pınar olduğuna. Aslında tüm dünyada benden binlercesi var. Ancak beni onlardan ayıran yaşanılanlar ve özgünlüklerim. Sizi temin ederim ki burada okuyacaklarınızın bir kısmını şu ana kadar hiç işitmediniz. Hatta iddia ediyorum okuyana kadar da bu konularda hiçbir fikriniz olmayacak. Ancak asıl önemlisi, okuduktan sonra olacaklar… En çok bunu merak ediyorum ben.

Benim adım Pınar!

Bakmayın bir kitaba sığdığıma. Sığmadım. Devamı var hikâyemin. Bu sadece bir başlangıç.

Benim adım Pınar!

Belki küçük bir kitabım. Fakat içimde öyle derin yaşanmışlıklar var ki… Ancak beni okuyunca anlayabilirsiniz. Tam altı farklı yaşanmış ya da yaşanması muhtemel hayat ve onlarca kırılmış incinmiş kalbe araladım sayfalarımı. Kâh aydınlığa ulaşan kahramanlar, kâh solan hayatlardan bahsettim sizlere.

Amacım, bir farkındalık yaratabilmek. İnsanlara umut olmak. Belki de bir tutam huzur ve imkânsızın imkâna dönüştüğünü anlatabilmek.

Benim adım Pınar!

Ben bir Kafkasyalıyım. Hikâyelerimin çoğu Kafkasyalı insanların yaşadıkları.

Hayatın savurduğu, kaderin başrol oynadığı hayatlar ve bu dünyadan göçüp giden insanlar…

Haydi başlayalım dilerseniz. Okudukça sayfalarımı, belki şaşıracak, belki üzülecek, belki de hayatı sorgulayacaksınız. Ancak iddia edebilirim ki, mutlaka bir ders çıkartacaksınız.

Unutmayalım, insanlık okuyarak değişecek ve güzelleşecek

Kitap, yazarın altı hikayesinden oluşuyor. Hikayelerin bir kısmı Türkiye’de ödül almış hikayeler.

Kafdağı’nın Işıkları Gumısta

“Kafdağı’nın Işıkları-Gumısta”, çalışmalarını sürdürdüğüm kitaplar dizisinin ilkidir.

Bu diziyle, Kafkasya davasına hizmet eden fakat haklarında çok az bilgi sahibi olduğumuz yazarlarımızı, şairlerimizi, heykeltıraşlarımızı, el sanatçılarımızı, kısacası topluma hizmet eden tüm değerlerimizi ölümsüzleştirmeyi; onları olumlu birer örnek olarak gelecek nesillere aktarmayı amaçlıyorum.

Bu kitapta hayat hikâyesi ve düşüncelerine yer verdiğim her isim Kafdağı’ndan yansıyan ve içinde düşürüldüğümüz bu karanlık ortamda yolumuzu aydınlatan birer ışıktır. Yuvasını arayan kuşlar gibi dönenip kaldığımız bu coğrafyada onlara o kadar çok ihtiyacımız var ki…

Kafdağı’nın Işıkları Gumısta yazarın yazın yolculuğundaki ikinci kitabı olmasına karşın, Kafdağı serisinin ilk kitabı. Genel olarak kitap 1992 1993 Gürcistan Abhazya savaşında yaşananları tüm dünyaya anlatmayı amaçlamış. Yazarlar aynı zamanda Gürcistan Abhazya savaşında Abhazya için canla başla çalışmış hatta bazıları bizzat savaşa katılmışlar. Kitapta Mohy Quandour, Fahri Huvaj, Erol Kılıç, Oktay Chkotua ile Bekir Aşba yer almakta.

Bence Kafkasya

Bölgemizin kadim halklarından olan Çerkesler, kendilerine has mutfakları, gelenekleri, müzikleri ve dansları ile kendilerini dışarıdan izleyenler tarafından büyülü bir toplum olarak değerlendirilirler ve imrenerek izlenirler.

Oysa yaşadıkları ‘‘Büyük Sürgün’’ ve ‘Soykırım’’ hep görmezden gelinir. Yıllarca Rus zulmüne ve katliamlarına karşı onurluca direnen bu halk, maalesef insanlık tarihinin ilk büyük soykırımına tabi tutulmuştur.

Yeni vatan olarak gördükleri toplumlarda da neredeyse yok olmakla karşı karşıya kalmışlardır. Dillerini, tarihlerini ve kültürlerini yaşatabilmek için muhteşem bir direnç gösteren Çerkeslerin, kendi aralarında yaşadıkları sorunları ve çözümleri mütevazi bir bakış açısıyla ele alan ‘‘Bence Kafkasya’’ adından da anlaşılacağı gibi Çerkes toplumuna içeriden bakan bir gözün değerlendirmelerini içeriyor.

 

Kutarba Pınar Korkmaz
ISBN: 978-625-98031-5-9
Sayfa sayısı: 132

ARKA KAPAK YAZISINDAN… 
“Bir halkın hafızası, o halkın kadınlarının kalbinde saklıdır.
Onlar sessizliğin içinden konuşan kadınlardı.
Luba Balagova, Ruhet Batur Gürbüz, Mahinur Tuna…
Bu kitapta üçünün hikayesi var.

Yazdıkları her cümle ile bir halkın acısını taşıdılar.
Kelimeleriyle göç yollarını aydınlattılar.
Dilleriyle, kimlikleriyle, hayalleriyle direndiler.

Ve şimdi…
Kafdağı’nın eteklerinden bir ışık daha yükseliyor: Seteney’in ışığı.
Bu kitap sadece bir edebi çalışma değil, bir sesleniştir.
Bir haykırıştır.
Bir vefa borcunun kalemle ödenişidir.
Nart destanlarının bilge kadını Seteney Guaşe’den ilham alan bu eser, bugünün Kafkasyalı kadın yazarlarını saygıyla, sevgiyle, derin bir yürek bağıyla anlatıyor.
Onların direnişini, üretimini, yitirdiklerini ve yeniden var ettiklerini kayıt altına alıyor.
Bu sayfalarda annelerimizin sustuğu yerden başlayan bir cümle, kızlarımızın kuracağı geleceğe bir meşale uzatıyor. Kafdağı’nın Işıkları Seteney; bir kadının susmadığında neler başarabileceğinin, bir halkın kadınlarıyla nasıl ayağa kalktığının öyküsüdür.
Kalbinizle okuyun.
Çünkü bu kitap akılla değil, yürekle yazıldı.”

Yazar Hakkında

YAZARLAR
TÜMÜ