Quantcast
Uzaya Giden İlk Türk – Belgesel Tarih

Tayfun ÇAVUŞOĞLU
Tayfun  ÇAVUŞOĞLU
Uzaya Giden İlk Türk
  • 23 Ağustos 2018 Perşembe
  • +
  • -
  • Tayfun ÇAVUŞOĞLU /

Loading

“Uzaya çıkan ilk Türk kozmonot Bursa’da” başlıklı o haber bülteni, Türk medyasındaki her yayın organında sorgusuz sualsiz boy göstermemiş, neredeyse tüm gazete ve internet sitelerinde yayınlanmamış olsa… Bu makale muhtemelen hiç yazılmayacaktı.
Ama madem konu gündeme geldi… İlk Türk soylu kozmonot/astronot kimdir? Türk dünyasında kozmonot olarak kimlerin adı geçiyor? Bu sorulara olabildiğince detaylıca yanıtlar vermeye çalışalım.

Önce bu yazının fitilini ateşleyen Bursa Büyükşehir Belediyesi Basın Bürosu bültenini hatırlayalım.

Uzaya çıkan ilk Türk kozmonot Bursa’da
Uzaya çıkan ilk Türk kozmonot Durmuş Döven, Yunuseli Havaalanı’nı test etti. Döven, İstanbul’dan kendi kullandığı uçağıyla 14 dakikada geldiği Bursa’da Yunuseli’ne indi. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe’nin öncülüğünde faaliyetleri başlatılarak Büyükşehir Belediyesi tarafından 16 yıl aradan sonra yeniden hizmete açılan Yunuseli Havaalanı, havacılık sektörünü hareketlendirdi. Havacılık firmalarının hizmet sunmak için büyük ilgi gösterdiği Yunuseli Havaalanı, bugün ise ‘Uzaya çıkan ilk Türk kozmonot’ olan Reysaş Yatırım Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Durmuş Döven’i ağırladı. Döven, İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan hareket ederek, kendi kullandığı TC – REY adlı uçağıyla 14 dakikada geldiği Bursa’da Yunuseli Havaalanı’na indi. (Hürriyet – 20-02-2017)

Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin havacılık ve hava yolcu taşımacılığı konusundaki faaliyetine hiçbir itirazım yok, olamaz… Hatta Bursa Havaalanı’nın (Yunuseli) hava meydanı olarak faaliyet göstermesini, rant merkezli toplu konut alanı olmasından çok daha anlamlı bulduğumu açıkça ifade etmem gerekir. Benim itiraz ettiğim konu, haber bültenini manipülasyon Oskarına aday haline getiren, “Türk kozmonot” ifadesi… Yaygın-yerel tüm basın-yayın organlarımızın hiç sorgulamaksızın asparagasa sayfalarında yer vermeleri…

TÜRK KOZMONOT VAR MI, YOK MU? DURMUŞ DÖVEN KİMDİR?

Bu tarihsel hataya günü gününe tek itiraz eden istisnai bir haber sitesi de vardı. Tele16’nın, belediyenin basın bülteniyle hafiften dalga geçen haberinde şöyle deniliyordu:

“Uzaya çıkan ilk Türk kozmonot olarak tanıtılan Türk işadamının 50 bin dolar ödeyip yaşadığı uzay macerasının detaylarını haberin sonunda bulabilirsiniz. 2012’de Mig-29 savaş uçağıyla uzay sınırına (stratosfer) çıkan Durmuş Döven ile ilgili o günden buyana yayınlanan hiçbir haber veya söyleşide kullanılmayan uzaya çıkan ilk Türk kozmonot ifadesinin bugünkü haberde defalarca tekrarlanması, Türkiye ve yavru vatan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki havacılık çevrelerinde ilgi-heyecan ve şaşkınlıkla karşılandı. Bu haberi sorgusuz yayınlayan internet haber siteleri sayesinde artık Google’da arama yapıldığında “uzaya çıkan ilk Türk kozmonot” olarak Durmuş Döven’in adı tarihe geçmiş oldu.” (http://www.tele16.com)

Uçakla stratosfer sınırına çıkanlara astronot (kozmonot) denir mi?

Konuya girdik işte….
Temel soru şu: “Uzaya giden ilk Türk kozmonot” ifadesinin gerçek hayatta bir karşılığı var mı? Rus savaş uçağı ile uzayın sınırı sayılan stratosfere kadar çıkan havacılığa meraklı Türk işadamını “kozmonot” kabul edebilir miyiz?
14 ekim 2012’de balonla stratosfere çıkıp 39 bin metre yükseklikten atlayan ve paraşütle dünyaya inen Felix Baumgartner astronot olmadığına göre, aynı yüksekliğe Mig savaş uçağıyla ulaşan Türk işadamı da kozmonot değil tabii ki…
Ama şurası da bir gerçek ki, o haber bülteni “ilgi uyandırmak adına” o üslupla yazılmamış olsa; uzaya gittiği Vostok 3 kapsülünü elimle dokunarak inceleme şansı bulduğum kozmonot Andriyan Nikolayev’in hikayesinin üzerinde durma gereği hissetmeyecektim, hatta Kazak Kozmonot Toktar Aubakirov’un adından hiç söz etmeyecektim… Belki TC vatandaşı ilk kozmonot/astronot uzaya gidene dek bu konuyu hiçbirimiz tartışmayacaktık bile….
Madem girdik konuya, uzay yolculuğunun geçmişine çok kısaca değinip, bilgileri de ortaya koyalım…
ABD ile Sovyetler Birliği arasındaki uzay yarışı tüm hızıyla sürerken, Yuri Alekseyeviç Gagarin 12 Nisan 1961’de Vostok-1 uzay aracıyla uzaya çıkarak Dünya yörüngesinde turunu tamamladı. Böylece uzaya çıkan ilk insan olmayı başarmış oldu ve bu başarısıyla birlikte uzay çağını başlattı. Sovyetler’i uzay yarışında bir adım öne taşıyan Gagarin, ülkenin en büyük onuru olan Sovyetler Birliği Kahramanlığı dahil pek çok madalya ve unvana layık görüldü. Vostok-2‘nin tek kişilik mürettebatı ise kozmonot German Titov‘dan oluşuyordu. Yedek kozmonot Andrian Nikolayev idi.
Vostok-3 ve Vostok-4, 1962’de birer gün arayla fırlatıldılar. Bu iki araç yörüngede birbirlerine 5 km kadar yaklaşarak uzaydaki ilk çoklu uçuşu gerçekleştirdiler. Böylece Sovyet yer kontrol ekibi bu tür bir durumun nasıl idare edileceği konusunda tecrübe kazandı. Vostok 3’te mürettebat olarak kozmonot Andrian Nikolayev bulunuyordu. Nikolayev, içinde kozmonot Pavel Popoviç‘in bulunduğu Vostok-4 yörüngeye oturunca bu aracı görebildiğini bildirdi. İki araçtaki kozmonotlar Nikolayev ve Popoviç telsiz vasıtasıyla birbirleriyle konuştular. Bu, uzaydaki iki araç arasında kurulan ilk doğrudan haberleşmeydi. İşte o kozmonot Andrian Nikolayev bizi yakından ilgilendiriyor.

ANDRIAN NIKOLAYEV KİMDİR?

Andriyan Grigoryeviç Nikolayev (5 Eylül 1929 – 3 Temmuz 2004) Çuvaş kökenli Sovyet kozmonotu. Nikolayev, uzaya giden üçüncü insan ve Türk soyundan ilk kozmonottur.

Vikipedi’den öğrendiğimize göre; Nikolayev, iki uzay uçuşunda görev aldı: Vostok 3 ve Soyuz 9. Bu görevlerde çağrı kodu şahin idi. Her iki uçuşta da en uzun süre uzayda kalma rekorları kırdı. Ayrıca Vostok 2 ve Soyuz 8 görevlerinde yedek kozmonot olarak görev yaptı. Ağustos 1962’deki Vostok 3 görevinde Nikolayev, Pavel Popoviç komutasındaki Vostok 4 ile birlikte iki araçlı ilk uzay uçuşunu gerçekleştirdi. Uzay uçuşunun ilk zamanlarında uzayadamı adayları, yalıtma odalarında bırakılarak yalnızlığa ne kadar dayanabileceklerine bakılırdı. Adaylar mutlak sessizlik içindeki bu odalarda, saate bakma imkânı olmadan otururlardı. Adayların çoğu bu denemede başarısız olurdu. Nikolayev bu deneye en uzun süre (dört gün) dayanan kişi oldu ve “Demir Adam” lakabını aldı.

3 Kasım 1963’te ilk kadın kozmonot olan Valentina Tereşkova ile evlendi. Evlilikleri kötüye gitmeden önce bir kız çocuğu (Elena Andrionova) sahibi oldular. 1982’de ayrıldılar.
Andriyan Nikolayev; Lenin Nişanı, Kızıl Yıldız nişanı, çeşitli madalyalar ve yabancı ülkelerin nişanlarıyla taltif edilmiştir. Birçok ünvan ve ödül almıştır. Ay’daki “Nikolayev Krateri” onun adını taşımaktadır. Nikolayev, 2004’te kalp krizi sonucu Çuvaşistan’ın başkenti Şupaşkar’da (Cheboksary) hayatını kaybetti.

Ölümünün ardından Moskova’da yaşayan kızı Yıldızkent’e defnedilmesini talep etti. Oysa Çuvaşistan Başkanı, Nikolayev’in ülkesinde defnedilmesini istiyordu. Sonunda Nikolayev, Şupaşkar’da yapılan bir törenin ardından doğduğu köy olan Sorseli’de defnedildi. Vikipedi’den
biraz daha yardım alarak aktaralım: Çuvaşlar, Orta İdil bölgesinde (Volga) özerk Çuvaşistan Cumhuriyeti’nde yaşamakta olan, Çuvaşça konuşan yaklaşık 2 milyon nüfuslu bir Türk halkıdır. Ortodoks Hristiyan olan iki Türk halkından (diğeri Gagavuzlar) biridir. Şupaşkar (veya Cheboksary) Çuvaşistan’ın İdil kıyısında yer alan başkentidir. Başkentin nüfusu 453.700’dür. Bazı kaynaklarda ‘Çubuksaray’ adıyla da anılır.

ÇUVAŞ ÖZERK CUMHURİYETİ’NE ZİYARET (1991)

1991’in şubat ayında, henüz Sovyetler Birliği ayaktayken (bugünlerde artık laserle yapılarak çok yaygınlaşan) miyopi operasyonlarıyla dünya çapında ün kazanan Fyodorov Kliniğindeki göz ameliyatları konusunda haber yapmak üzere Çuvaş Özerk Cumhuriyeti’ne gitmiştim. Cheboksary’de bir hafta kaldım. Turizmci Yılmaz Dikbaş’ın katkılarıyla; tekstil makineleri (mekiksiz dokuma tezgahı) üreten TextileMash firmasında da incelemelerimiz oldu.

TextileMash – Cheboksary, 1991

“VOSTOK-3 KAPSÜLÜNE PARMAKLARIMLA DOKUNDUM”

Çuvaş misafirperverliğini görme imkanım oldu. Nasıl ağırlayacaklarını bilemedikleri, el üstünde tuttukları bizi, milli gururları Andriyan Grigoryeviç Nikolayev’in köyüne de götürdüler. Yakından inceleme imkanı bulduğum Vostok-3 kapsülü, Nikolayev’in köyündeki müzede sergileniyordu. İçinde otururken, bir düğme ya da kumandaya temas etmeden sağa sola dönmenin neredeyse imkansız olduğu daracık bir küre… Andriyan Nikolayev, o daracık küredeki pencereden dünyanın ilk “renkli” uzay filmini çeken, dünya “mavi”sini uzaydan görüntüleyip, dünyadakilere gösteren kişi aynı zamanda.

Gazeteci Tayfun Çavuşoğlu, Vostok-3 kapsülü, (Şubat 1991, Çuvaş Cumhuriyeti, Cheboksary, Sorseli Köyü, Andrian Nikolayev müzesi) Vostok III

TOKTAR AUBAKİROV KİMDİR?

Toktar Ebubekirov (Aybekirov/Eybekirov, Doğ. 27 Temmuz 1946 Karağandı), Kazak pilot ve kozmonot. SSCB’nin 72’nci ve aynı zamanda da son kozmonotudur. Kazakistan’ın Kızılorda şehrindeki Korkut Ata Devlet Üniversitesinde profesör olarak görev yapmıştır. Vikipedi‘ye göre, Pilotluk kariyerine 1976 yılında başlamıştır, 50’den fazla uçak tipiyle uçmuş ve Mig-29 uçaklarının ilk uçuşların yapmış, test uçuşlarını gerçekleştirmiş ve pek çok başarıya imza atmıştır. 2 Ekim 1991 tarihinde SSCB, Almanya ve Avusturya arasındaki iş birliği ile Baykonur Uzay Üssünden kalkan Soyuz TM-13 Uzay aracı ile uzaya çıkmıştır. Uzayda yapılan çalışmalara katılmış ve uzayda 8 gün kadar kalmıştır. Baykonur Uzay Üssü’nden uzay aracı fırlatıldığında Kazakistan SSCB’ye bağlı iken uzay aracı üsse indiğinde Kazakistan bağımsız bir devlet olmuştu.

İLK TÜRK ASTRONOTUNA (UZAY ADAMI) YAZILAN MEKTUP

PTT tarafından düzenlenen “2000 yılına mektup” kampanyası kapsamında 1986 yılında “İlk Türk Astronotu”‘na yazılan mektup 2002 yılında Abubekirov’a teslim edilmiştir.

Toktar Aybekirov

Yazar M. Kemal Sallı, Kazak Türkü Aybekirov (Aubakirov) ile ilgili yazısında “…1991’de uzaya giden ilk Türk astronotu olan Toktar Aubakirov, Türk Dünyası’nın gurur kaynağı olmuştu. Kardeş ülkelerin posta kuruluşları adına pullar bastırmıştı. PTT’nin 146. Kuruluş yılında (1986) dönemin Başbakanı Turgut Özal tarafından başlatılan “2000’e Mektuplar” çerçevesinde, uzaya giden ilk Türk astronota verilmek üzere bir vatandaşımız tarafından yazılan mektup, 2002 yılında, dönemin Ulaştırma Bakanı Oktay Vural tarafından Toktar Aubakirov’a verilmişti. Türk Dünyası’nın ilk astronotu olan Prof. Dr. Toktar Aubakirov, TASAM’ın düzenlediği Dünya Türk Forumu etkinliği dolayısıyla Ekim ayında Türkiye’ye geldi. Türk Dünyası açısından büyük önem taşıyan bu etkinliğe gereken ilgiyi göstermeyen medyamızın büyük bir bölümü ilk Türk astronotu ile tanışma ve konuşma fırsatını da ıskalamış oldular” diye yazıyor. (www.oncevatan.com.tr)

O MEKTUP AUBAKİROV’A VERİLDİĞİNDE, NİKOLAYEV HAYATTAYDI

İşte bu noktada ilginç bir detay daha karşımıza çıkıyor.
1991’de uzaya giden Toktar Aybekirov‘a Anadolu’da yaşayan bir Türk vatandaşımızın yazdığı mektubun takdim edildiği 2002’de, 1962’de uzaya giden Andriyan Nikolayev de henüz hayattaydı…
Biri Çuvaş diğeri Kazak, Türk soylu iki kozmonot arasında bu tercih hangi kriterler gözönüne alınarak yapıldı?
Aklıma gelen ilk ihtimal şu; mektup için adres tespiti yapanların Sovyet Kozmonot Andriyan Nikolayev’in Çuvaş kökenli olduğundan haberi yoktu… Örneğin yukarıda yazısından bir pasaj aktardığım M.Kemal Sallı da Ulaştırma Bakanlığı’nın mektup teslimini anlatırken, sadece Toktar Aybekirov‘dan söz ediyor. Nikolayev’in adını hiç anmıyor bile…
Çuvaş kozmonotun varlığı gözden mi kaçtı? Ya da gözden kaçma değil de… Başka bir değerlendirme mi yapıldı?
Bu sorunun mutlaka makul bir yanıtı vardır…
Ama konu şu an için aydınlatılmaya muhtaç…

***

GÜNCELLEME NOTLARI

1.Güncelleme ve bilgi notu:

Bu yazı yayınlandıktan sonra, 2002’de Toktar Aybekirova takdim edilen mektup ile ilgili olarak, o dönemin Ulaştırma Bakanı Sn. Oktay Vural’ın görüşlerini almak üzere kendisine ulaştım. 23-8-2018’de telefonla görüştüğüm Sn. Vural, sözünü ettiğimiz mektup olayını gayet net hatırlıyor. Hafızasında kalan bilgi, kendisine teklif olarak sadece Toktar Aybekirov’un adının geldiği ve mektubun da Kazak kozmonota teslim edildiği yolunda…

2.Güncelleme ve bilgi notu:

Mektup kampanyası ile ilgili bir detay daha buldum. Moskovada.com sitesinin Nazarbayev maddesinde yer alıyordu. Yazışmalar isim-imza verilerek aktarıldığından, kaynağın güvenilir olduğu kanısındayım. Bu güzel bilgiler için teşekkürlerimi sunuyorum. İşte o detaylar:
“2000 Yılına Mektup” kampanyası, vatandaşlara mektup yazma alışkanlığını kazandırmak ve mektup kavramını toplumda daha canlı tutmak amacıyla PTT‘nin kuruluşunun 146’ncı yıldönümü olan 23 Ekim 1986 tarihinde başlatılmış ve 1 yıl sürdürülmüş…

Bayram Kaya, 27 Ekim 1987 tarihinde İstanbul, Aksaray’dan mektubu postaya veriyor ve zarfa “İlk Türk uzay adamına verilecektir” ibaresini yazıyor… 2000 yılında teslim edilmesi gereken mektup teslim edilemiyor… Türkiye’den uzaya giden bir astronot iki yıl boyunca aranıyor ama nasıl aranıyor? PTT; Resmi bir yazıyla Türk Havacılık ve Uzay Genel Müdürlüğü’ne başvurup “Uzaya giden Türk oldu mu” diye soruyor; İlgili genel müdürlük şu cevabı veriyor; “Mevcut bilgi ve veriler henüz uzaya çıkan bir Türk’ün olmadığı (doğrultusundaysa da), konu hakkında bir kez de Dışişleri Bakanlığı ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın görüş ve bilgileri ne başvurulmasının uygun olacağı değerlendirilmiştir.” PTT Posta Telgraf Dairesi Başkanlığı, bu yazıyı alınca Dışişleri’ne ve Hava Kuvvetleri’ne başvuruyor; Dış işleri Bakanlığı, PTT Genel Müdürü Dursun Dağaşan ve yardımcısı Aydemir Akkayaoğlu’nun imzalarıyla 3 Mayıs 2000 tarihinde kendilerine ulaşan yazıyı, ilgi için “Uluslararası Siyasi Kuruluşlar Genel Müdürlüğü’ne intikal ettirdi. Genel Müdür Yardımcısı Elçi İnci Tümay da, ertesi gün resmi yazıyı “aidiyeti cihetiyle” DHGY’ye yolladı ve bulunmadığı anlaşıldığı için sahibine ulaştırılamayan mektup, Ulaştırma Bakanlığı’nda düzenlenen bir törenle Kazakistanlı astronot Toktar Aubakirov’a veriliyor. Aubakirov Sovyetler Birliğinin son kozmonotu idi…

Bayram Kaya tarafından gönderilen mektupta, şöyle deniliyordu

“Uzaya çıkan ilk Türk uzay adamı, sana sevgi ve selam olsun. Şu anda, 21 Ekim 1987, saat 22.30. Televizyonda, ‘Ben Bilirim’ programında, Mehmet Özbek yönetiminde ‘Vallahi O Yardır’ türküsü söyleniyor. Yılların düşü şahsınızda gerçekleşmiş. Ne mutlu size. ‘İstikbal göklerdedir’ diyen Büyük Önder Atatürk’ün arzusu gerçekleşmiş, ne güzel. Acaba sağ kalıp da görebilir miyiz? Kader… Kim bilebilir ki Yüce Tanrı’dan başka. Haklı bir gurur, gerçek bir övünç kaynağı sizin olayınız. Ne mutlu size ve ailenize. Gözlerinden öper, sıhhat ve afiyetler dilerim.”
Ön ve arka yüzlü olarak yazılan mektubun arka yüzüne Bayram Kaya’nın, “Bu mektup ilk Türk astronota yazılması sebebiyle çok değerlidir. Bu sebepten mektubun açık artırmayla satılarak gelirinin mirasçılarım ile astronot arasında paylaştırılmasını istiyorum.” notunu düştüğü görülüyor…” Kaynak: http://moskovada.com/tag/nazarbayev

Tayfun ÇAVUŞOĞLU

Gazeteci / Yazar - Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Almanca Bölümü (1985) mezunu. 1983'ten itibaren yerel gazetelerde muhabir, istihbarat şefi, haber müdürü, yazı işleri müdürü ve genel yayın yönetmeni olarak görev yaptı. Bursa Ansiklopedisi'ne (Yılmaz Akkılıç, 2002, Burdef Yayınları) madde yazarlığı yaptı. E-Kitap Yayıncılık tarafından (Şubat 2018) epub formatında yayınlanan “Nutuk“ için editör olarak Atatürk ve Kurtuluş Savaşı kronolojisini hazırladı. Mümin Ceyhan'ın yazdığı “Kanla Yazılan Dostluk“ romanının (Mümin Ceyhan Bursa Kültür Kaynakları Araştırma Kütüphanesi yayını, Mart 2023) editörlüğünü yaptı. Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Bursa Şubesi'nde başkanlık (1997-2001) görevini yürüttü. Aynı zamanda web sitemiz Belgeseltarih.com'un kurucu ortağı ve yazarıdır. Youtube üzerinden yayın yapan @belgeseltarihtv kanalında yakın tarihimize ilişkin 80 dolayında video yayınlamıştır. Yayınlanmış Kitapları: 1)“Çanakkale 1915 – İftiralar, Yalanlar, Polemikler“, 2014, Kastaş Yayınevi-İstanbul 2)"1915 - Çanakkale Savaşında Trakya", 2018, Haber Ajansı Yayınları-İstanbul E-Posta: [email protected]

FACEBOOK - YORUM YAZ

Sosyal Medyada Paylaşın:
Etiketler:
Tayfun Çavuşoğlu

BU MAKALELER İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR!

  • YENİ
Romanlarda Sosyal ve Kültürel Yaşam

Romanlarda Sosyal ve Kültürel Yaşam

Emel ÖRGÜN, 2 Kasım 2024
“İki Kasım 1943” Karaçay Sürgünü

“İki Kasım 1943” Karaçay Sürgünü

Prof. Dr. Hilmi ÖZDEN, 2 Kasım 2024
Bir Zamanlar Kültürpark

Bir Zamanlar Kültürpark

Haber Merkezi, 2 Kasım 2024
Söğütlülü Destancı Aşık Ali Şahin

Söğütlülü Destancı Aşık Ali Şahin

Haber Merkezi, 2 Kasım 2024
“Cumhuriyet Türküsü”

“Cumhuriyet Türküsü”

Prof. Dr. Hilmi ÖZDEN, 26 Ekim 2024
Kefir’deki Vatan Yahut Kefir’in Kökeni

Kefir’deki Vatan Yahut Kefir’in Kökeni

Prof. Dr. Hilmi ÖZDEN, 26 Ekim 2024
Söylev’in Okunuşunun 97. Yılı

Söylev’in Okunuşunun 97. Yılı

Nevin BALTA, 16 Ekim 2024