Quantcast
Polemik-11: Hey Onbeşli dediklerimiz, askerlik çağında mıydı? – Belgesel Tarih

Tayfun ÇAVUŞOĞLU
Tayfun  ÇAVUŞOĞLU
Polemik-11: Hey Onbeşli dediklerimiz, askerlik çağında mıydı?
  • 24 Nisan 2020 Cuma
  • +
  • -
  • Tayfun ÇAVUŞOĞLU /

Loading

Osmanlı Devleti adım adım 1. Dünya Savaşı’na sürüklenirken, seferberlik ilan edilir:

“Silah başına…
303, 304, 305, 306, 307, 308, 309, 310 doğumlu yüksek tahsilli veya yüksek tahsilini tamamlamamış olan gençlerin, bildirilen askerlik şubelerine başvurması gerekmektedir.”
[1]

Yedek subay eksiği nedeniyle 8 tertibi birden askere çağıran Osmanlı yönetiminin geleceği görmekte hiç de başarılı olmadığı bu ilanla çok net anlaşılıyordu. Erol Mütercimler “Nitekim savaşın ilerleyen safhalarında, askere çağrılacak kimse kalmayınca Rumi 1315 (miladi 1899) doğumlular bile henüz 16,5 yaşındayken silâh altına alınmışlardır”  bilgisi eşliğine, herkesin bildiği, “Hey onbeşli onbeşli!” türküsünün çocuk yaşta cepheye koşmak zorunda kalan işte bu kuzucukların dramını anlattığı vurguluyor ve Müzikolog Erdoğan Gökçe’nin Edirne Liseliler Dergisi’nde, “Bu türkü faciayı anlatır. Bilinçsiz halkımız bu türküyle göbek atıyor”diye yakındığını aktarıyor.[2]

Peki Çanakkale Savaşı’nın doğru bilinen yanlışlarını kaleme alma iddiasıyla yola çıkıp; “Mustafa Kemal’in Çanakkale zaferiyle ne ilgisi var?”  diye yazanlar, 15’liler hakkında ne diyor, göz atalım:

İrfan Özfatura’nın kaleminden:

“Hey Onbeşli denenler 15 yaşında tıfıllar değil 1315’lilerdir, yani alayı askerlik çağında. Osmanlı cepheye çoluk çocuk sürecek kadar güçsüz değildir daha.”[3]

Yazarın takvim hesabında gözden kaçırdığı detay, fotoğraflarına yansıyan çocuk bakışlarından bile yaşları aşağı yukarı belli olan gencecik eratın “tıfıllar değil, askerlik çağında gençler” olduğunu yazarak çam devirmesine yol açıyor. “Osmanlı, cepheye çoluk çocuk sürecek kadar güçsüz değildir daha” cümlesi mugalâtadan, dayanaksız bir gösteriş hevesinden ibaret yani.


Durumu biraz inceleyelim:

Osmanlı İmparatorluğu’nda 1870’lere kadar devlet işlerinde Rumi takvim, dini işlerde ise hicri takvim kullanılırdı. Tanzimat’tan itibaren yılbaşı mart ayına alınarak tüm devlet işlerinde Rumi takvime geçildi. Nüfus işlerinde zaten Rumi takvim geçerli olduğundan bu değişikliğin etkisi yok. Ancak Osmanlı dönemindeki takvim işleyişini incelenmezse, tüm işlerde Hicri takvim kullanılıyor zannedilirse, hatadan kaçınmak olanaksız oluyor.

Detay şu: Rumi takvim ile Miladi takvim arasında 13 gün fark vardır. Bu yüzden de, gururla andığımız 18 Mart 1915’teki Deniz Zaferinin tarihi Osmanlı belgelerinde 5 Mart 1331 olarak kayıtlıdır. 24-25 Nisan 1915’te başlayan kara harekâtı da Rumi tarihe 11/12 Nisan 1331 olarak geçmiştir.

Örneğin şu metne göz atınız:

 “3 Mart 1915’teki konuşlanma sırasında Bursa Seyyar Jandarma Tabur Karargâhı ve taburun büyük bir kısmı Turşun’da, birer bölüğü ile Ece Limanı-Küçük Anafartalar arasında yer almıştı. 11/12 Nisan 1331 (24/25 Nisan 1915) gecesi bölgeyi 19. Tümen 77’nci Alayın 3. taburuna teslim ederek Hilye’ye hareket etmiştir. (Bkz. Bursa Seyyar Jandarma Taburu Harp Ceridesi, ATASE Arşivi, Klasör No: 5775, Dosya No: H-1, H-2, H-3)”[4]

Özetle, Çanakkale Savaşı’na ait Osmanlıca belgeler ve ceridelerin yer aldığı tüm kitaplarda 1915’ten söz edilirken, karşınıza Rumi 1331 tarihi çıkacaktır. Tüm devlet işlerinde Rumi takvim kullanıldığından, doğum tarihleriyle ilgili olarak da aynı kural geçerlidir.

Onbeşlilere gelince… 1315 doğumlular (Kaynaklarda 315 diye de tanımlandığına da tanık oluyoruz), 1331’deki savaşta, 16 yaşındadır. Askere alındıkları gün ile doğum tarihi arasındaki ilişkiye bağlı olarak 16.5 yaşında olanlar da vardır. Devletin zor günler geçirdiği savaş döneminde bu kınalı kuzular da görevlerini gözlerini kırpmadan yapmıştır.

İLAVE BELGELER IŞIĞINDA ASKER ALMA TARİHLERİ

Yazı yayınlandıktan sonra yapılan değerlendirmeler ışığında, konuyu biraz daha detaylandırmanın yararlı olacağını gördüğümden şu bilgileri de ilave edelim.

Fahri Kılıç “Çanakkale Savaşlarında Okullar ve Öğrenciler” başlıklı makalesinde (Bkz: https://www.turkyurdu.com.tr/yazar-yazi.php?id=196) kaynaklarını da belirterek şöyle yazıyor:

“…1914 yılında çıkartılan “Mükellefiyet-i Askeriye Kanun-ı Muvakkati” (Geçici Askeri Mükellefiyet Kanunu)’na göre askerlikten muaf veya tecilli tutulan Sultani ve İdadi öğrencilerinin artan asker ihtiyacı sebebiyle zamanla silahaltına alınma mecburiyeti doğmuştur. Bu durumda Sultan V. Mehmed Reşat, 27 Mayıs 1915 (R. 14 Mayıs 1331) tarihinde bir irade yayımlamış, böylece Mükellefiyet-i Askeriye Kanunu’nda değişiklik yapılarak, lise öğrencileri de askere çağırılmıştır. Sultan Reşat’ın iradesinden sonra Harbiye Nezareti tarafından 16 Teşrinievvel 1916 (3 Teşrinievvel 1332) tarihinde bir tebliğ yayımlanmış ve böylece, 1898 (1314) ve 1899 (1315) doğumluların da askere alınmasına karar verilmiştir.”

BU KONUDA YAPILMIŞ CİDDİ BİR ÇALIŞMA

1315 doğumluların askere alınmasıyla ilgili arşiv taraması konusunda açık kaynaklardan bir araştırma yapıldığında önemli bir çalışma göze çarpıyor.
Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden Mehmet Başaran ile Araştırmacı Uzman Öğretmen Necat Çetin‘in, sadece Torbalı ilçesiyle ilgili yaptığı incelemeye göz attığımızda, “Torbalı Askerlik Şubesi künye defter kayıtlarına göre, I. Dünya Savaşında silahaltına alınıp daha sonra terhis edilen 1304 – 1315 doğumlu (1308 hariç) kayıtlı asker sayısının 391 kişi” olduğunu görüyoruz. 1315 doğumluların sayısı ise 48 kişidir ve silah altına alınanların yüzde 12.28’sine tekabül etmektedir. Araştırmanın orijinaline “buraya” tıklayarak ulaşabilirsiniz.

Buradaki tablolar, İzmir / Torbalı Askerlik Dairesi’nden alınan bilgilerle derlenmiştir.

Başaran ve Çetin’in asker alma defterini gün-gün ve sayfa-sayfa tarayarak yaptıkları çalışmadaki veriler ışığında, sadece İzmir/Torbalı’daki Rumi 1315 doğumluların 1. Dünya Savaşı sırasında askere alınış tarihlerine baktığımızda 1330 (1914), 1332 (1916) tarihleri de karşımıza çıkıyor. 1313-1314-1315 doğumluların o tarihlerde (ay farkına bağlı olarak) 16.5 – 17 yaşlarında olduklarına ilişkin tezin yanlış olmadığı çok açık. Bursa ve Kastamonu başta olmak üzere diğer illeri de hesaba katınca, ortada hiç de istisnai bir durum olmadığını söyleyebiliriz.

BURSA’NIN 1315’LİLERİ – ŞEHİTLER LİSTESİNDEN

Bursa Çanakkale Savaşı’nda en fazla şehit veren il olarak kayıtlara geçti. Bursa’nın Çanakkale’de verdiği şehitlerin listesini “Acaba aralarında 1314-1315 doğumlu var mı?” düşüncesiyle bir kez daha taradım. Bu liste Bursa Gazeteciler Cemiyeti yayını Bursa Defteri’nin 27’nci sayısında (Eylül 2006) yayınlandı.

Buraya dikkat! 1314-1315’lilerin ne zaman askere gittiği değil, ne zaman şehit olduğunu yazıyorum.

“Adı, baba Adı, Doğum Yılı, Şehadet Tarihi ve Yeri” şeklindeki kayıtlarda 1314-1315-1316 doğumlu Bursalı şehitlerin adları şöyle:

  • Mehmet Ali oğlu İbrahim, Bursa-Merkez, 1314 (1898), 27 Mayıs 1915, Conk Bayırı (Yaş 17)
  • Bekir oğlu İbrahim, Orhaneli-Firuz, 1314 (1898), 27 Aralık 1915, ?, (Yaş 17)
  • Emin oğlu Ahmet, Orhaneli-Serçeler, 1315 (1899), 20 Temmuz 1917, ?, (Yaş 18)
  • Mustafa oğlu Ali, Orhaneli-Ağaçhisar, 1314 (1898), 23 Ağustos 1915, ?, (Yaş 17)
  • Mustafa oğlu Ömer, Orhangazi-Aksungur, 1315 (1899), 19 Nisan 1915, ?, (Yaş 16)
  • Yusuf Cemal oğlu Mehmet, Yenişehir, 1316 (1900), 9 Haziran 1915, Kayacık Deresi, (Yaş 15)

Sanıyorum konu aydınlanmıştır. Kayıtların tam düzenli tutulamamış olması muhtemel savaş dönemine ait bu bilgiler çok değerli…

  • Tayfun ÇAVUŞOĞLU

 

Dipnotlar

[1]    Murat Çulcu, 2004, “İkdam Gazetesinde Çanakkale Cephesi-1”, s.47

[2]    Erol Mütercimler, “Korkak Abdül’den Jolly Türk’e –Gelibolu 1915”, s.xxvii

[3] İrfan Özfatura, “Çanakkale Savaşı’nda Doğru Bilinen Yanlışlar”, https://www.turkiyegazetesi.com.tr/yasam/690227.aspx (23.03.2020 tarihli makale, erişim tarihi: 11.04.2020)

[4] Murat Karataş, Haritalarla Çanakkale Savaşları, Gelibolu Yarımadası Kuzey Bölgesi Kara Muharebeleri (Osmanlı Kaynaklarına Göre 1. Kısım), Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, Ekim 2007, sayfa:27, dipnot bölümü.

İLİŞKİLİ YAZILAR

Mustafa Kemal hakkındaki haksız ithamlar… Belgeli cevaplar...
Polemiklerle Nereye Varmak İstiyorlar?
Polemik-1: “Çanakkale zafer midir?”
Polemik-2: TRT’nin Çanakkale Özel Programı
Polemik-3: “Mustafa Kemal Çanakkale’de komutan değil, karargah subayıydı”
Polemik-4: Çunuk Bayırı’ndan Şunuk Bayırı’na… Saptırmacalar
Polemik-5: “Mustafa Kemal’in Çanakkale Zaferi ile ne alakası var?”
Polemik-6: “Mustafa Kemal Çanakkale’de rütbe bakımından kaçıncı sıradaydı?”
Polemik-7: Mustafa Kemal’in saatinin şarapnelle parçalandığı uydurma mı?
Polemik-8: “Çanakkale Savaşı’nda Mustafa Kemal’in tümeni yedeğin yedeği idi”
Polemik-9: 15 General, 1 Albaya Karşı… Çanakkale Zaferi ‘Mustafa Kemalsiz’ anlatılabilir mi?
Polemik-10: Müslümanlar Halife Sultan’ın sözünü gerçekten de dinler mi?
Polemik-11: Hey Onbeşli dediklerimiz, askerlik çağında mıydı?
Polemik-12: Kim olsa o emri verebilir miydi?
Polemik-13: Çanakkale Savaşı ilk günde biterdi

Tayfun ÇAVUŞOĞLU

Gazeteci / Yazar - Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Almanca Bölümü (1985) mezunu. 1983'ten itibaren yerel gazetelerde muhabir, istihbarat şefi, haber müdürü, yazı işleri müdürü ve genel yayın yönetmeni olarak görev yaptı. Bursa Ansiklopedisi'ne (Yılmaz Akkılıç, 2002, Burdef Yayınları) madde yazarlığı yaptı. E-Kitap Yayıncılık tarafından (Şubat 2018) epub formatında yayınlanan “Nutuk“ için editör olarak Atatürk ve Kurtuluş Savaşı kronolojisini hazırladı. Mümin Ceyhan'ın yazdığı “Kanla Yazılan Dostluk“ romanının (Mümin Ceyhan Bursa Kültür Kaynakları Araştırma Kütüphanesi yayını, Mart 2023) editörlüğünü yaptı. Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Bursa Şubesi'nde başkanlık (1997-2001) görevini yürüttü. Aynı zamanda web sitemiz Belgeseltarih.com'un kurucu ortağı ve yazarıdır. Yayınlanmış Kitapları: 1)“Çanakkale 1915 – İftiralar, Yalanlar, Polemikler“, 2014, Kastaş Yayınevi-İstanbul 2)"1915 - Çanakkale Savaşında Trakya", 2018, Haber Ajansı Yayınları-İstanbul E-Posta: [email protected]

FACEBOOK - YORUM YAZ

Sosyal Medyada Paylaşın:
  • YENİ
YOLUN SONU! Çerkez Ethem ve Kardeşleri

YOLUN SONU! Çerkez Ethem ve Kardeşleri

Haber Merkezi, 29 Mart 2024
Bir Mektup.. Bir Tehdit… Bir İsyan…

Bir Mektup.. Bir Tehdit… Bir İsyan…

Haber Merkezi, 13 Mart 2024
Kalfatlı – Kalafatlı ve Kültürel Kimliği

Kalfatlı – Kalafatlı ve Kültürel Kimliği

Dr. Yaşar KALAFAT, 11 Mart 2024
İnegöl’de Bir Yıldız Söndü

İnegöl’de Bir Yıldız Söndü

Haber Merkezi, 11 Mart 2024