Quantcast
Polemik-13: Çanakkale Savaşı İlk Günde Biterdi – Belgesel Tarih

Tayfun ÇAVUŞOĞLU
Tayfun  ÇAVUŞOĞLU
Polemik-13: Çanakkale Savaşı İlk Günde Biterdi
  • 03 Mart 2010 Çarşamba
  • +
  • -
  • Tayfun ÇAVUŞOĞLU /

Loading

  • Ordu Komutanı Liman von Sanders, Çanakkale Savaşı’nın en tartışılan isimlerinin başında geliyor. Çünkü Sanders’in henüz çıkarma başlamadan aldığı savunma düzeni, düşmanı karaya çıkartmamayı değil, düşmana kıyıbaşı tutma olanağı veren, düşman karaya çıktıktan sonra bulunduğu yerde sabitlemeyi öngören bir anlayışla kurulmuş.
  • Liman von Sanders bu tutumunu, elde tüm yarımadayı savunacak yeterli kuvvet olmadığı için, gerideki ihtiyat birliklerini ihtiyacın en çok olduğu bölgelere kaydırabilmek için öngördüğünü belirterek gerekçelendiriyor.
  • Ordudaki Türk subaylar ise Sanders’in bu hatası yüzünden ve gereksiz yere, aylarca Türk kanı döküldüğü gönüşünde. İsmet Görgülü’nün kaleme aldığı ‘Çanakkale İlk Günde Biterdi’, bu tartışmaları ele alan bir kitap olarak, her kütüphaneye girmeyi baştan hak ediyor.

Çanakkale, 1. Dünya Savaşı’nda Türk ordusunun savaştığı 9 cepheden sadece biri… Fakat başlangıcından aylarca süren boğuşmalarına, müttefiklerin bir gece ansızın kaçıvermesiyle sona erişine kadar birçok nokta üzerinde halen konuşuluyor. Bu savaş üzerine yazılı kitaplara yenileri ekleniyor.

Çanakkale Savaşı’nda Osmanlı 5’nci ordusuna komuta eden Liman von Sanders’in Gelibolu’da ortaya koyduğu savunma düzeni bugün de hala tartışılıyor. Çünkü bu savunma düzeni düşmanın karaya çıkmasını önlemeyi değil, düşman karaya çıktıktan sonra ilerlemesinin önünde engel olmayı ve yeniden denize dökmeyi öngörüyordu.

Bu konudaki tüm detaylar için İsmet Görgülü’nün kaleme aldığı ve ‘Çanakkale İlk Günde Biterdi’ (1) adını verdiği kitaba baştan sona incelemek gerekli. Biz burada sadece kısa alıntılarla, savaşın başlangıcındaki durumu aktarmaya çalışacağız.

O TERTİBAT DEĞİŞMESEYDİ

İsmet Görgülü’ye göre, Çanakkale Savaşı’nın başladığı gün bitmesi mümkündü… Görgülü kitabında, bu görüşünün nedenlerini, gerekçelerini gayet net ifadelerle ve o günün koşullarına uygun şekilde irdeleyerek açıklıyor.

Mustafa Kemal, Çanakkale kara muharebelerinin 8. gününde Enver Paşa’ya gönderdiği mektupta; “Eceabat bölgesi kuvvetlerine komuta ettiğim zaman aldığım tertibat ile düşmanın karaya çıkmasına imkan verilmeyebilirdi. (…) Von sanders Paşa (…) sahilde çıkarma noktalarını tamamen açık bırakacak tertibat almış ve bugün düşmanın karaya asker çıkarmasını kolaylaştırmıştır…” (3)der.

Bu ifadenin bir kurmay dili olduğunu ve aslında kesinlik ifade ettiğini belirten Görgülü, içinde bulunulan durumu “…Mustafa Kemal,benim aldığım düzenle savunma yapılsaydı düşman karaya çıkamazdı, çıkamayınca da kara muharebeleri 25 Nisan 1915 günü başlamadan biter ve zaferi bir günde, yüzbinlerce insan kaybetmeden kazanırdık diyor” (4) cümlesiyle değerlendiriyor.

Demek ki, Mustafa Kemal o bölgede bir savunma tertibatı almış ama Liman von Sanders bu tertibatı değiştirmiştir.

Yarbay Mustafa Kemal, 25 Şubat 1915’te 19. Tümeniyle Eceabat’a gönderilir, oradaki iki alay daha emrine verilerek Maydos Bölge Komutanı olur. Görevi Ece limanından Morto limanına kadar kıyı şeridini korumaktır. Mustafa Kemal’in savunmasını üstlendiği bölge, 8.5 ay kara muharebelerinin yapılacağı yerlerdir.

Görevi teslim aldığında kıyı şeridini 9. Tümenin iki alayı savunmaktaydı. Bunu yetersiz görür kendi tümeninden iki alayı daha kıyı hattında görevlendirir. Böylece dört alayla, düşmanın çıkarma yapabileceği yerlerde buna imkan vermeyecek kuvvetli bir savunma düzeni alır. İşte Mustafa Kemal’in sözünü ettiği savunma düzeni, bu düzendir. Bu düzen 24 Mart’a kadar sürer. 18 Mart’taki deniz savaşı sırasında da Mustafa Kemal bu düzeni ile bölgede, görevdedir. Mustafa Kemal’in tümeni daha sonra ihtiyat olarak belirlenmiş ve geriye çekilmiştir. Ama oradaki savunma düzenini bölgenin yeni komutanı Albay Halil Sami Bey aynı anlayışla sürdürmüştür… Ta ki Liman paşa gelene kadar…

Bölgenin savunması konusunda içi rahat etmeyen Yarbay Mustafa Kemal, kendi tümeninin de Albay Halil Sami Bey’in emrine verilmesini talep eder, çünkü ona göre düşmanın çıkartma yapacağı yerler Seddülbahir kıyıları ve Kabatepe bölgesidir. Buralarda iyi tertibat almak suretiyle düşmanın daha kıyıya çıkarken imhası mümkün olabilecektir. Ama bu önerisi 25/26 Mart tarihli bir yazıyla reddedilir.

LİMAN PAŞA’YA ELEŞTİRİLER

Liman von Sanders Paşa 24 Mart’ta görev almış, 26 Mart’ta Gelibolu’ya gelmiştir. 31 Mart’ta Kabatepe ve Alçıtepe’de incelemelerde bulunmuş ve savunma şeklini değiştirmiştir. Bunu yaparken, o an yanında bulunan 19. Tümen Komutanı Yarbay Mustafa Kemal’in sözlü, daha sonra 9. Tümen Komutanı Albay Halil Sami’nin yazılı itirazını da gözönüne almamıştır.
Üstelik Başkomutan Vekili Enver Paşa da bu savunma düzenine karşıdır. Enver Paşa görüşünü 4 Nisan 1915’te yazılı olarak bildirir.
Fakat Liman von Sanders kararını değiştirmez.

Mustafa Kemal raporunda o günü şöyle anlatır:
“… adı geçen sahili, zayıf birliklerle gözetlettirerek büyük kısımları geride bulundurmak ve düşman karaya çıktıktan sonra gerideki ihtiyatlarla ve süngü hücumu ile karaya çıkacak olan düşmanı denize dökmek görüşünü tavsiye ediyordu. Buna dayanarak yeniden alınmasını emrettikleri düzen bu bakış açısına göre olacaktı.” (5)

İşte Mustafa Kemal’in Enver Paşa’ya yazdığı o mektup

Yarbay Mustafa Kemal’in Genelkurmay Başkanı Enver Paşa’ya yazdığı ve yukarıda sözünü ettiğimiz mektubun tam metni şöyledir.

…Muazzez huzura
Muhteremim,

Evvelce zatı-âlinize bu mıntıkanın, bütün mıntıkalarla olan farkının önemini arz etmiştim.
Maydos mıntıkası kuvvetlerine kumanda ettiğim zaman aldığım tertibat ile düşmanın karaya çıkmasına imkân verilmeyebilirdi.
Liman von Sanders Paşa hazretleri bizi, bizim orduları, bizim memleketimizi tanımadığı ve layıkıyla incelemede bulunacak kadar da zaman bulamadığından, sahilde ihraç (asker çıkarma) noktalarını tamamen açık bırakacak tertibat almış ve düşmanın karaya çıkmasını kolaylaştırmıştır.

Ben Arıburnu arazisine düşmanın dört livası (tugay) çıktığı zaman, mıntıkanın kuvvetinin kumandanlığını yürüten Albay Sami Bey tarafından haberdar edildim.
Bu kuvvetin sol kanadına taarruz ettim ve tümünü denize döktüm.
Fakat düşman aynı derecede kuvveti aynı noktaya tekrar çıkardı. Ve mukabil taarruz yaptı. Bunu def ettim.
Tümenime katılan kuvvetlerle tekrar üstün kuvvete taarruz etmekten başka çare bulamadım. Ve yine düşman kuvveti mahvedildi.
Fakat düşman 3. defa olmak üzere tekrar kuvvet çıkardı. Bu defa da düşmana taarruz ediyorum. Kıtaatım hücum mesafesinde düşmanla karşı karşıya bulunuyor. Arazinin engelleri, maiyet kumandanların sevk ve idaredeki beceriksizlikleri yüzünden kati netice henüz elde edilemiyor.
Bu vaziyetimizle dahi, düşmanın Boğazı zapt etmek üzere çıkardığı kuvvetlerin imha edilmiş ve müdafaa vaziyetinde muhafazaya çalıştığı hareket üslerine uzaktan yeni kuvvetler getirmekle meşgul bulunduğu inancındayım.

Vatanımızın müdafaasında kalp ve vicdanları bizim kadar çarpmadığına şüphe olmayan başta von Sanders olmak üzere, bütün Almanların fikirlerinin üstünlüğüne itimat buyurmamanızı kati surette temin ederim.

Bizzat burayı teşrif ederek umumi vaziyetimizin gereklerine göre bizzat sevk ve idare etmeniz münasip olur kardaşım.
(19. Tümen Kumandanı M.Kemal)

ZAMAN, MUSTAFA KEMAL’İ HAKLI ÇIKARDI

Sonunda düşman birlikleri karaya Liman von Sanders’in öngördüğü gibi Saros bölgesinden değil, Yarbay Mustafa Kemal’in öngördüğü noktalardan yani Seddülbahir ve Kabatepe’nin kuzeyi ve güneyinden çıkar… Kıyıda sadece gözcü olarak görev yapan küçücük birlikler vardır. Düşmana karşı koymak mümkün değildir.

O küçük birlikler, kimi yerlerde kendilerinden sayıca 25 kat, kimi yerlerde 35-40 kat büyük düşmana kahramanca karşı koyar. Örneğin Ertuğrul Koyu’nda adı bir efsane haline gelen Yahya Çavuş’un takımının da içinde bulunduğu bölük toplam 300 tüfek gücüne sahiptir. Çıkan düşman ise tam 25 kat üstündür. Düşman çok ağır zayiat vermesine rağmen, sonunda kıyıbaşını tutar, bu küçük kuvvetleri ezer geçer.

İşin ilginci, çıkarmanın başladığı haber alındığında süratle Saros’a giden Liman von Sanders, bağlı birliklere bir tek emir bile göndermeksizin denizdeki düşman gemilerinin aldatıcı şovunu seyreder, her an asıl büyük çıkarmanın bu bölgede başlamasını bekler. Oysa o sıralarda Arıburnu ve Seddülbahir’de kan gövdeyi götürmektedir.

Liman Paşa’nın karargahında çalışmış olan Mühlmann, şöyle der:

…Bolayır’daki durumdan korkusu kalmayan Liman von sanders, 5. ve 7. Tümenlerin önemli kısmını 26-27 Nisan gecesi Eceabat’a gönderir.”(6)

‘VON SANDERS GÖREVİNİ YAPTI’

Kitabında soluk soluğa okunacak birçok benzer örneği de sıralayan İsmet Görgülü’ye göre, ısrarla, düşmanın kıyıda tutunmasına imkan verecek savunma düzeni kuran Liman von Sanders, aslında Alman Genelkurmayı’ndan aldığı talimatı virgülüne kadar uygulamıştır. Liman Paşa’nın tek amacı Almanlar’a karşı savaşan İngiltere ve Fransa’nın, 1. Dünya Savaşı’nın cereyan ettiği başka cephelere asker sürmesini engellemektir. Görgülü nihai düşüncesini şu cümlelerle ortaya koyuyor:

“(Liman Paşa bu savunma düzeniyle)…Yaklaşık 250 bin civarında İngiliz, Fransız askerini Çanakkale’ye bağlamış olmaktadır. Buna kayıpları ve kayıpların yerini dolduran ikmal personelini kattığımızda bu rakam 500 bine ulaşmaktadır.

İşte Liman Paşa’nın başarısı buradadır. Ülkesinin kendisinden beklediği görevi hakkı ile yerine getirmiş bir Alman vatanseveri, bir Alman milliyetçisidir. (…) Liman’ın ve diğer Almanların yaptıkları bu kadar değil. Ama bu kadarı bile bir sonuca varmaya yeterli olmaktadır. Çanakkale’de cephe açılsın, gelenler karaya çıksın, çıkanlar karada tutunsun, denize dökülmesin ve burada kalsın.”(7)

Çanakkale Savaşı’nın sonuçları

Bilindiği gibi Çanakkale Savaşı aslında iki aşamadan meydana geliyor. 18 Mart 1915’te müttefik donanması Çanakkale Boğazı’nı geçmeye çalışıyor. Ağır kayıplar üzerine geri çekiliyor. Yakın adalarda asker yığıldıktan sonra bu kez de 25 Nisan’da Gelibolu yarımadasına asker çıkarılıyor. Amaç, Gelibolu Yarımadası’ndaki topçu bataryalarını susturmak ve müttefik donanmasının Marmara Denizi’ne geçmesini sağlamak. Sonra ver elini İstanbul…İlki 18 Mart’ta gerçekleşen ve sadece bir gün süren deniz savaşı, ikincisi ise beş hafta sonra 25 Nisan’da başlayıp 8.5 ay süren kara savaşı olmak üzere bu çatışmaların tümü Çanakkale Savaşı adı altında toplanıyor. Deniz savaşıyla kara savaşının hedefi aynı olduğu için bu bakış açısı oldukça sağlıklı.

Çanakkale boğaz ve Gelibolu kara savaşlarının sonucu hakkında ana başlıklarıyla şunları söyleyebiliriz:

“1) Boğazları elinde bulunduran ülke, Orta Doğu, Ön Asya, Doğu Akdeniz ve Balkanlar’da uluslararası ilişkilerde aktör güçlerden birisidir.

2) Bu savaşlardan sonra ortaya çıkan dolaylı etkinin sonucu olarak, iç karışıklıklarla bağuşmakta olan Çarlık Rusyası’nın çöküşü hızlanmış, dünya ekonomisi haritası değişmiştir.

3) Gelibolu Savaşı’na kadar federasyonlar halinde yaşayan Avustralya ve Yeni Zelanda, birer ordu yaratarak millet olma bilincine ulaşmıştır.

4) Çanakkale Savaşları, en yoksul, en çaresiz dönemlerde bile Türk milletinin mucize yaratabileceğini göstermiştir. Buradaki savaşta sağ kalanlar Milli Mücadele’yi başlatarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni Anadolu toprakları üzerinde kurdular.” (2)

  • Tayfun ÇAVUŞOĞLU
  • Bu makalenin derlenmesinde kullanılan kaynak kitap: Tayfun Çavuşoğlu, “Çanakkale 1915 Yalanlar İftiralar Polemikler”

 

KAYNAKÇA

1) Görgülü, İsmet, “Çanakkale İlk Gün Biterdi”, Bilgi Yayınevi, Birinci Basım, Ekim 2008.
2)
Mütercimler, Erol, “Gelibolu 1915”, Alfa Yayınları, 1977, Sunuş, sayfa x
3)
Aydemir, Şevket süreyya, ‘Tek Adam’, Cilt 1, s.259
4)
“Çanakkale İlk Gün Biterdi”, s.16
5)
Mustafa Kemal, Arıburnu Muharebeleri Raporu, Yayına Hazırlayan Uluğ İğdemir, TTK, 1986, s.15
6)
Dr. Carl Mühlmann,Çanakkale Muharebesi 1915, Çev. Mehmet Cemal, Kastamonu, 1933, s.83
7)
“Çanakkale İlk Gün Biterdi”, s.62

 

İLİŞKİLİ YAZILAR

Mustafa Kemal hakkındaki haksız ithamlar… Belgeli cevaplar...
Polemiklerle Nereye Varmak İstiyorlar?
Polemik-1: “Çanakkale zafer midir?”
Polemik-2: TRT’nin Çanakkale Özel Programı
Polemik-3: “Mustafa Kemal Çanakkale’de komutan değil, karargah subayıydı”
Polemik-4: Çunuk Bayırı’ndan Şunuk Bayırı’na… Saptırmacalar
Polemik-5: “Mustafa Kemal’in Çanakkale Zaferi ile ne alakası var?”
Polemik-6: “Mustafa Kemal Çanakkale’de rütbe bakımından kaçıncı sıradaydı?”
Polemik-7: Mustafa Kemal’in saatinin şarapnelle parçalandığı uydurma mı?
Polemik-8: “Çanakkale Savaşı’nda Mustafa Kemal’in tümeni yedeğin yedeği idi”
Polemik-9: 15 General, 1 Albaya Karşı… Çanakkale Zaferi ‘Mustafa Kemalsiz’ anlatılabilir mi?
Polemik-10: Müslümanlar Halife Sultan’ın sözünü gerçekten de dinler mi?
Polemik-11: Hey Onbeşli dediklerimiz, askerlik çağında mıydı?
Polemik-12: Kim olsa o emri verebilir miydi?
Polemik-13: Çanakkale Savaşı ilk günde biterdi

 

Tayfun ÇAVUŞOĞLU

Gazeteci / Yazar - Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Almanca Bölümü (1985) mezunu. 1983'ten itibaren yerel gazetelerde muhabir, istihbarat şefi, haber müdürü, yazı işleri müdürü ve genel yayın yönetmeni olarak görev yaptı. Bursa Ansiklopedisi'ne (Yılmaz Akkılıç, 2002, Burdef Yayınları) madde yazarlığı yaptı. E-Kitap Yayıncılık tarafından (Şubat 2018) epub formatında yayınlanan “Nutuk“ için editör olarak Atatürk ve Kurtuluş Savaşı kronolojisini hazırladı. Mümin Ceyhan'ın yazdığı “Kanla Yazılan Dostluk“ romanının (Mümin Ceyhan Bursa Kültür Kaynakları Araştırma Kütüphanesi yayını, Mart 2023) editörlüğünü yaptı. Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Bursa Şubesi'nde başkanlık (1997-2001) görevini yürüttü. Aynı zamanda web sitemiz Belgeseltarih.com'un kurucu ortağı ve yazarıdır. Yayınlanmış Kitapları: 1)“Çanakkale 1915 – İftiralar, Yalanlar, Polemikler“, 2014, Kastaş Yayınevi-İstanbul 2)"1915 - Çanakkale Savaşında Trakya", 2018, Haber Ajansı Yayınları-İstanbul E-Posta: [email protected]

FACEBOOK - YORUM YAZ

Sosyal Medyada Paylaşın:
  • YENİ
Bir Mektup.. Bir Tehdit… Bir İsyan…

Bir Mektup.. Bir Tehdit… Bir İsyan…

Haber Merkezi, 13 Mart 2024
Kalfatlı – Kalafatlı ve Kültürel Kimliği

Kalfatlı – Kalafatlı ve Kültürel Kimliği

Dr. Yaşar KALAFAT, 11 Mart 2024
İnegöl’de Bir Yıldız Söndü

İnegöl’de Bir Yıldız Söndü

Haber Merkezi, 11 Mart 2024
Osman, Atman, Tuman ve Vakanüvislik

Osman, Atman, Tuman ve Vakanüvislik

Ekrem Hayri PEKER, 18 Şubat 2024
Muğla Kalafatları ve Halk İnançları

Muğla Kalafatları ve Halk İnançları

Dr. Yaşar KALAFAT, 11 Şubat 2024
100 Yıllık Bir Lezzet: Hacıbaba Köfte

100 Yıllık Bir Lezzet: Hacıbaba Köfte

Ekrem Hayri PEKER, 11 Şubat 2024